(....1-Davalı-davacı koca vekili, 28.12.2009 tarihli dilekçesi ile, hükmün boşanmaya ilişkin bölümüne yönelik temyizinden feragat ettiğinden davalı-davacının bu yöne ilişkin temyiz isteminin feragat nedeniyle reddine,2-Davacı-davalı kadının temyiz itirazları ile davalı-davacı kocanın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;a-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kocanın tüm, davacı-davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.b-Toplanan delillerden; 15.09.2008 tarihinde eşine eve dönmesi için ihtar çeken davalı-davacı koca, eşinden kaynaklanan önceki olayları affetmiş sayılır. Boşanmaya neden olan olaylarda, eşine şiddet uygulayıp hakaret eden davalı-davacı koca tamamen kusurludur.Türk Medeni Kanunu nun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir.O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md.4, BK.md.42 ve 44) dikkate alınarak davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.c-Türk Medeni Kanunu nun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür.Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır.O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK.md.4, BK.md. 42, 43, 44, 49) dikkate alınarak davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.”Gerekçesiyle hükmün yukarıda 2. maddenin (b) ve (c) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA; Bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin yukarıda 2. maddenin (a) bendinde gösterilen nedenlerle ONANMASINA, Davalı-davacı kocanın boşanmaya ilişkin temyizinin yukarıda 1.bentte gösterilen nedenle REDDİNE karar verilerek dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:Asıl dava boşanma, nafaka, maddi ve manevi tazminat istemlerine, karşı dava ise boşanma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacı-karşı davalı vekili, davalı kocanın kıskançlığından kaynaklanan hakaretleri ve fiili şiddet uygulaması nedeniyle davacı kadının evden ayrılmak zorunda kaldığını beyanla tarafların boşanmalarına, yoksulluk nafakasına ve maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı-karşı davacı vekili, tarafların evliliğinde sorunlar olduğunu, kadının hasta ve ameliyatlı kocasına fiziksel şiddet uyguladığını, evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmediğini, koca tarafından ihtar gönderilmiş ise de asılsız suçlamalar karşısında evlilik birliğinin devamına imkan kalmadığını belirterek tarafların boşanmaları ile darp edilmesi nedeniyle manevi tüzmanita hükmedilmesini talep etmiştir.Yerel mahkemece, “evliliğin devamında toplumsal açıdan yarar kalmadığı, ihtar göndermekle davalı-karşı davacı koca önceki olayları affetmiş sayıldığından karşı davanın reddine karar verildiği, taraflar karşılıklı şiddet uygulamakla eşit derecede kusurlu olduklarından her iki tarafın tazminat taleplerinin reddine karar verildiği” gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına nafaka takdirine ancak karşı dava ile tarafların karşılıklı tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.Her iki taraf vekilinin temyizi üzerine karar;Özel Dairece yukarıda bozma ilamının 2/b-c bentlerinde açıklanan gerekçelerle kısmen bozulmuş,Yerel mahkemece önceki gerekçe tekrarlanmak suretiyle ilk kararda direnilmiştir.Direnme kararı davacı-karşı davalı kadın tarafından temyiz edilmektedir.Öğreti ve uygulamada; evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma davasına konu olayların affını içerecek şekilde ihtarname çekilmesi af niteliğinde davranış olarak kabul edilmektedir.Davanın tarafı boşanmaya neden olarak gösterilen olaylardan sonra ihtarname çekmiş ise ihtar isteği, isteği gönderen taraf yönünden önceki olayların affedildiğini, en azından hoşgörü ile karşılandığını gösterir.Dolayısıyla ihtardan önceki olaylara dayanılarak evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı öne sürülemez ve boşanma talebinde bulunulamaz.Öte yandan ihtardan hemen sonra, ihtar çeken tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle ihtardan önceki nedenlere dayanılarak boşanma davası açılması dürüstlük kuralları ile de bağdaşmaz.Belirtilmelidir ki, davanın tarafının çekmiş olduğu ihtar karşılıklı açılan boşanma davalarında sadece ihtar çeken tarafın açtığı dava yönünden değil, davalı konumunda bulunduğu boşanma davası ve boşanmanın fer’I niteliğindeki taleplere ilişkin davalar yönünden de ihtar öncesi olayların affedildiği veya hoşgörü ile karşılandığı anlamını taşıyacaktır.Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında davalı-karşı davacı koca tarafından gönderilen ihtarın sadece kendisi tarafından açılan boşanma ve manevi tazminat istemli dava yönünden sonuç doğuracağı ancak davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan davada, diğer bir ifade ile ihtar çeken tarafından açılmayan davalarda af etkisi yaratmasının mümkün olmadığı görüşü ile getirilmiş ise de bu görüş çoğunluk tarafından benimsenmemiştir.Yukarıda belirtilen ilkelerin ve açıklamaların ışığında, ihtar çeken davalı-karşı davacı kocanın eşinden kaynaklanan önceki olayları affettiğinin kabulü ile boşanmaya neden olaylarda tamamen kusurlu olduğu kabul edilerek, davacı-karşı davalı kadın yararına uygun görülecek miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile tarafların boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu olduğunun kabulü ve sonuçta da davacı-karşı davalı kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.Açıklanan nedenlerle, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇDavacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA oyçokluğu ile karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Avukatın yapamayacağı işler- ortak çalışan avukatlar da işi yasal olarak reddetmek zorundadır.
1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 38.maddesinde avukatın işi ret mecbureyetinde olduğu haller gösterilmiş, aynı maddenin (c) bendi; “Avukatın evvelce hakim, hakem, Cumhuriyet savcısı, bilirkişi veya memur olarak görev yapmış olmasını” işi reddetme sebebi olarak kabul etmiş, aynı maddenin son fıkrasın
Borçlunun adi ortaklık payının haczi mümkün olmayıp ancak semerelere ve tasfiye payına haciz konulabilir
MAHKEMESİ : İstanbul 9.İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/05/2013NUMARASI : 2013/274 E-2013/479 K.Taraflar arasındaki “icra memuru işleminin kanun yolu ile iptali isteminden" dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9.İcra Hukuk Mahkemesi'nce şikayetin reddine dair verilen 17.07.2012 gün ve 2012/686
SÖZLEŞMEDEN DOĞAN DAVA • YETKİLİ MAHKEME İFA YERİ
(...Davacı, davalının talebi üzerine davalıya 250.000 TL borç para verdiğini, aylık 11.250 dolar faizin düzenli ödenmesi, ana paranın ise 4 ay içinde ödenmesi hususunda anlaştıklarını, davalının ilk ay faizi ödemesine rağmen sonrasını ödemediğini belirterek fazlası saklı kalmak üzere 50.000 TLnin ta
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?