Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3425 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5640 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin görücü usulü ile evlendiğini, davalıların baskıları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale getirildiğini ve ayrı yaşamaya başladıklarını, düğünde takılan altınların müvekkilinden alınarak iade edilmediğini, davalıların nezdinde kaldığını belirterek ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedeli olan 17.060,00 TL'nin dava tarihinden faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davalılardan ...ları ile ilgilerinin olmadığını, davacıların iddialarının doğru olmadığını, ziynet eşyası olarak takılan 4 bileziği davacının ayrılırken götürdüğünü savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece; ziynet eşyalarının bir kısmının davalı eş adına bankaya yatırıldığı, bankadan çekilmek suretiyle kullanıldığı, bir kısmının da davalı kayınbabanın hayvan alması için kullanıldığı, yapılan bu işlerden davalı kayınvalidenin de bilgisi bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile bilirkişi raporunda belirtilen ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 14.870,00 TL'nin dava tarihinden yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Davalılar vekilinin kabul edilen temyiz itirazlarına gelince;Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.İİK'nun 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir.Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır. Hükümde bileziklerin ayarının yazılı olmadığı, diğer eşyaların ayrıntılı özelliklerinin yazılmadığı anlaşılmıştır.Hal böyle olunca mahkemece; hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, karar verilen ziynet eşyalarından bir kısmının cins ve ayarı yazılmayarak HMK'nın 297. maddesine aykırı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.B) Türk Medeni Kanunu'nun 6.maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.Somut olayda; davacı tarafça davalılardan Feride yönünden de ziynet eşyalarının uhdesinde kaldığı iddia edilmiş, mahkemece davalı ...'nin ziynet eşyalarının alınmasından bilgisi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dinlenen tanık beyanları uyarınca dava konusu ziynet eşyalarının alınmasına ilişkin davalı ... yönünden iddia ispatlanamamıştır.O halde; dava konusu ziynet eşyalarının alınmasında davalı ...'ın sorumluluğu bulunmadığından hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davalı ... yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.C) Kabule göre de; HMK'nın 326. (HUMK 417) maddesi gereğince; kanunda belirtilen ayrık haller dışında kural olarak, davanın kısmen kabulü halinde, yargılama giderlerinin ve yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinin dava edilenin (müddeabihin) değerine ve davada haklılık oranına göre taraflar arasında paylaştırılması gerekir.Bu bağlamda mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verildiğine göre yargılamada kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek, davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderlerinin haklılık oranına göre paylaştırılmaması da doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.