Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 341 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 27385 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : Aliağa İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/10/2011NUMARASI : 2011/144-2011/176Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 14.05.2012 tarih, 2011/31505 E., 2012/16685 K. sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesinde; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir, ihbarnamenin kapıya yaptştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." hükmü yer almaktadır. Madde bu haliyle iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki "adreste bulunmama", diğeri ise "tebellüğden imtina"dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin birinci fıkrasında; "Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, İmzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir." hükmü öngörülmüştür.Burada Tüzüğün 28. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını "tahkik etme" görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, bunu tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı, Hakim tarafından denetlenebilir.Muhatabın tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak; maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğününtespiti halinde ise Tüzüğün 28. maddesinin 2., 3., 4. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır. Bu itibarla; Tüzüğün 28. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmadan, imzadan çekinmeleri halinde bu husus da belirtilerek; muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği "tevsik edilmeden". Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında, muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve Hakimin denetimini sağlayacaktır. Tebligat Kanunu'nun 21. maddeye göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır (HGK. nun 25.01.2006 tarih ve 2005/2-772/17 sayılı kararı).Somut olayda borçlu vekili icra mahkemesine verdiği şikayet dilekçesinde ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürmüştür. Örnek 7 ödeme emri tebligatının incelenmesinde "Muhatabın çarşıya gittiği komşusunun imzasız beyanından öğrenildi. Evrak 21. madde gereğince mahalle muhtarına teslim edilerek 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırılıp en yakın komşusu haber verildi" açıklaması ile ödeme emrinin tebliğ edildiği görülmektedir. Bu şekilde yapılan tebligat, komşunun beyanını imzadan imtina ettiği açıkça tevsik edilmediğinden Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi ile Tüzüğünün 28 maddesine aykırı olup, usulsüzdür. Mahkemenin usul ve yasaya uygun olan şikayetin kabulüne ilişkin kararının onanması gerekirken Dairemizce maddi hataya dayalı olarak bozulduğu anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 14.05.2012 tarih, 2011/31505 E., 2012/16685 K. sayılı bozma kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 15/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.