A.. A.. vekili avukat Ahmet Dokucu ile S.. Y.. aralarındaki dava hakkında Urla Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 15.3.2013 tarih ve 100-97 sayılı hükmün Dairenin 21.11.2013 tarih ve 21309-28948 sayılı ilamıyla dilekçenin reddine karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.KARARDavacı, davalı ile imzalamış olduğu 21.6.2007 tarihli avukatlık sözleşmesi gereğince, davalının vekili olarak edimlerini yerine getirdiğini, ancak 3.10.2007 tarihinde haksız olarak azledildiğini, vekalet ücretinin ise ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 6.000,00 TL ücret alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, “davanın reddine” ilişkin verilen ilk hüküm, davacının temyizi üzerine Dairemizce, “öncelikle azlin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle” bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, “azlin haklı olduğu kanaatine varıldığından davanın kısmen kabulü ile müddeabihin değerinin 10.000,00 TL olduğu göz önünde bulundurularak, AAÜT gereğince 750,00 TL vekalet ücretinin azil tarihi olan 3.10.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiş, hüküm, davacının temyizi üzerine Dairemizce, “temyiz süresi geçtikten sonra verilen temyiz dilekçesinin reddine” karar verilmiş olup, davacı bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.1-Mahkeme kararının davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizce, “15 günlük temyiz süresinin geçtiğinden bahisle temyiz dilekçesinin reddine” karar verilmişse de, 11.4.2013 tarihinde davacıya tebliğ edilen kararın, 15.4.2010 tarihinde verilen temyiz dilekçesiyle, havale kaydı yapılmak suretiyle temyiz edildiği, temyiz harcının ise daha sonra 8.5.2013 tarihinde yatırıldığı anlaşılmaktadır. Temyiz dilekçesinin süresinde verildiği havale kaydı ile sabit olduğundan, temyiz harcının daha sonra yatırılmış olması, sonuca etkili değildir. O halde davacının karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizce, kararın süresinde temyiz edilmediğinden bahisle, “temyiz dilekçesinin reddine” ilişkin olarak verilen 21.11.2013 tarih ve 2013/21309 esas, 2013/28948 karar sayılı ilamın kaldırılmasına, davacının temyiz talebinin incelenmesine karar vermek gerekmiştir.1-Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece alınan bilirkişi raporunda, “azlin haksız olduğu, bu nedenle davacının davalıdan olan vekalet ücreti alacağının 750,00 TL olduğu” belirtilmiş olup, bu husus kararın gerekçe kısmında da yazılıdır. Bununla birlikte kararın gerekçe kısmının son paragrafında ise, “alınan bilirkişi raporuna ve dinlenen tanık beyanlarına göre davalının davacıyı azilde haklı olduğu” belirtilmiş, “Hüküm” kısmında da “azlin haklı olduğu kanaatine varıldığından” ifadelerine yer verilmiştir. Bu durumda mahkemece azlin haklı olup olmadığı konusunda çelişki doğuracak şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. O halde mahkemece, ilk karar ile bağlı kalınmadan, ancak azlin haklı olup olmadığı konusundaki çelişki giderilecek şekilde yeniden karar verilmesi ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi, bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2.bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 4.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.