Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3391 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 22043 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Mahkumiyet1- Sanık hakkında yapılan UYAP sorgulamasında birçok araç hakkında sahte muayene işlemleri yaptırması nedeniyle dava açıldığının anlaşılması karşısında; ayrıntıları Dairemizin 2013/2234 E, 2015/824 K sayılı ilamında açıklandığı üzere, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.12.2013 gün ve 1475-577, 30.05.2006 gün ve 173/145, 13.10.1998 gün 305/304, 20.03.1995 gün ve 48/68 ile 02.03.1987 gün ve 341/84 sayılı kararlarında, "aynı suç işleme kararından" yasanın aynı hükmünü birçok kez ihlal etme hususunda önceden kurulan bir plan, genel bir niyetin anlaşılması gerektiği, bu bağlamda failin suçu işlemeden önce bir plan yapmasının veya bu suça niyet etmesinin, fakat fiili bir defada yapmak yerine kısımlara bölmeyi ve o surette gerçekleştirmeyi daha uygun görmesinin, bu plan çerçevesinde hareket etmesinin, hareketinin önceki hareketinin devamı olmasının ve tüm bu hareketleri arasında subjektif bir bağlantı bulunmasının anlaşılması, aynı suç işleme kararının varlığının, olaysal olarak suçun işlenmesindeki özellikler, suçun işleniş biçimi, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme zamanı, fiiller arasında geçen süre, mağdurların farklı olup olmadıkları, ihlal edilen değer ve yarar ile korunan değer ve yarar, olayların oluşum ve gelişimi ile tüm özelliklerinin değerlendirilerek belirlenmesi gerektiği, suçların işlenme tarihleri arasında az veya çok bir zaman aralığı bulunması, suç mağdurlarının birden fazla olması halinde teselsülü reddetmenin adalet ve hakkaniyete uygun bulunmayacağının belirtilmesi ve sahtecilik suçlarında suçun mağdurunun genel anlamda kamu güveni olup suçun işlenmesiyle suçtan zarar gören gerçek kişilerin sayısının fazla olmasının zincirleme suç hükümlerinin uygulanması koşullarını etkilemeyeceği cihetle, sanık hakkında ilgili irtibatlı dosyaların mümkünse birleştirilmesi değilse gerekli belgelerin onaylı örneklerinin dosya içerisine alınmasından sonra eylemlerin bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenip işlenmediği değerlendirilip, bu husus kararda açıklanıp tartışılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,2- Kabule göre de;Sanığın diğer sanıklarla birlikte iştirak halinde resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği gözetilmeden yardım eden sıfatıyla cezalandırılmasına karar verilerek eksik ceza tayini yasaya aykırı,3- 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan yoksunluğun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar diğer haklar yönünden infazın tamamlanmasına kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi gerekliliği,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibariyle kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 19.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.