DAVA VE KARAR:
Taraflar arasındaki "Ecrimisil" davasından dolayı yapılan yargılama
sonunda; ...3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen
22.02.2011 gün ve 2010/104 E.-2011/37 K sayılı kararın incelenmesi davacılar
vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 29.11.2011
gün ve 2011/10877 E.-2011/19020 K sayılı bozma ilamı ile;
(...Davacı vekili
dilekçesi ile; müvekkillerine ait taşınmazın, 01.12.2001 başlangıç tarihli kira
sözleşmesi ile davalıya kiralandığını; kira sözleşmesi gereğince, taşınmazın
zemin kat 1 nolu asma katlı dükkan ve 1.katta bulunan 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 nolu
büro vasıflı bağımsız bölümlerinin kiralanmış bulunduğunu; davalı banka
şubesinin, kira sözleşmesine dahil edilmeyen bodrum katı da kiralamış olduğu
alanlar ile birleştirerek kullanmaya başladığını, bu kullanıma rızalarının
olmadığını davalı tarafa defalarca ihtaratta bulunduklarını, buna rağmen
davalının kullanımını sürdürdüğünü iddia ederek; fuzuli işgal nedeniyle,
fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 20.000 TL ecrimisil
alacağının dönem sonlarından itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte
davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap
dilekçesinde; haksız fiile ilişkin zamanaşımı süresinin dolduğunu, taraflar
arasındaki kira sözleşmesinin 8 yılı aşkın bir süre öncesine dayandığını ve
davaya konu edilen bölümün kira kontratına konu olan dükkânın mütemmim cüzü
niteliğinde bulunduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; “Dava
konusu taşınmazın davacılar adına kayıtlı olup, kat irtifaklı taşınmazda davacıların
1/2’şer hisselerinin bulunduğu, taraflar arasında tanzim edilen 01.02.2001
başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile taşınmazın zemin kat 1 nolu asma katlı
dükkan ve 1.katta bulunan 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 nolu büro vasıflı bağımsız
bölümlerin davacılar tarafından davalı bankaya 10 yıllığına kiraya verildiği,
mahkememizce mahallinde yapılan keşifte ecrimisil talep edilen davaya konu
bölümün bodrum kat olup projede sığınak olarak yer alan ortak kullanım alanında
kaldığı, dışarıya çıkış kapısının bulunmadığı, kiraya verilme ve gelir sağlama
olanağı bulunan yerlerden olmadığı anlaşıldığından ecrimisil talep edilmesi
mümkün görülmemekle, davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir. Gerekçesiyle”
davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından süresinde
temyiz edilmiştir.
Davacılar, malik
oldukları binanın bodrum katının davalı tarafından kira sözleşmesi kapsamı
dışında kullanıldığını, karşılığında bir ücret ödenmediğini iddia ederek;
haksız kullanım karşılığı, ecrimisil talep etmektedirler.
Bilindiği gibi, gerek
öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere, ecrimisil;
(diğer bir deyişle işgal tazminatı) hak sahibinin kötüniyetli zilyetten
isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları
Birleştirme Kararında “...fuzuli işgalin kiraya benzetilemeyeceği, haksız bir
eylem sayılması gerektiği....bir zarar meydana gelirse bunun tazmin ettirileceği,...Medeni
Kanunun (eski) 908.maddesi anlamında zilyedin faydalanmasından doğan bir istem
olduğu...” vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak
nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira
geliri, en çoğu ise tam gelir yoksunluğu karşılığı zarardır.
Somut olayda;
davalının, kiraladığı zemin kattaki asma katlı dükkânı, (bina projesinde
bağımsız bölüm olarak gösterilmeyen) bodrum katla ilişkilendirerek (ekonomik
fayda sağlamak amacıyla) birlikte kullandığı; buna karşılık, davacıların bu
kullanım nedeniyle bir zararının doğduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalı tarafından
yararlanılan ve haksız olarak kullanılan bu yerin, bodrum kat olup projede
sığınak olarak yer alan ortak kullanım alanında kaldığı, dışarıya çıkış
kapısının bulunmadığı, kiraya verilme ve gelir sağlama olanağı bulunan
yerlerden olmadığından bahisle, ecrimisil talebinin reddine karar verilmiştir.
Oysa, bir kimsenin başkasına ait olduğunu bildiği taşınmazı; hukuki bir
dayanağı olmadan kendi malı gibi kullanması ve dolayısıyla ekonomik yarar
sağlamasının bir karşılığı olmalıdır.
Bir nesneye
(taşınmaza) haksız olarak kötüniyetle, kendi çıkarına zilyet olan kimse, onu
hak sahibine geri vermekle yükümlüdür.
Bundan ayrı olarak,
kendi çıkarına haksız olarak başkasının hukuk alanına girip, işine karışıp
kazanç elde eden kimse (davalı), hak sahibinin (davacının) tazminat davasındaki
gibi zararı ya da nedensiz zenginleşmedeki gibi yoksullaşması aranmaksızın - Bu
“haksız karışma kazancı”nı geri vermesi gerekmektedir (Tandoğan,
Haluk:Mukayeseli Hukuk ve Hususiyle İsviçre-Türk Hukuku bakımından Vekaletsiz
İşgörme, İst.1957, sh, 56 vd; 60/61, 64/66 da anılan yazarlar. Zimmermann,
Schulz, Reichel, E.Wolf, Friedrıch...Ayrıca bkz.Burak Özen: haksız Zilyedlikte
iade; Doktora Tezi-, İst.2003, sh.249).
Davalı, taşınmazı
bizzat kullanmasının objektif değerini ödemeye mahkûm edilmelidir. O kadar ki,
haksız olarak kullanılan taşınmazın ekonomik tahsis amacı itibariyle (somut
olayda projede sığınak) gelir elde etmeye örgütlenmemiş olması dahi sonuca
etkili görülmemelidir. Öyleyse, dava konusu davalının elinde tuttuğu taşınmazın;
kiraya verilmesi halinde piyasa koşullarına göre ne kadar bedel getireceği
bilirkişi eliyle belirlenmeli ve sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, yanılgılı
değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde, davanın reddine karar
verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir...)
gerekçesiyle
bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda,
mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU
KARARI
Hukuk Genel
Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği
anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, haksız işgal
iddiasına dayalı ecrimisil istemine ilişkindir.
Davacılar vekili;
davalı kiracının kira sözleşmesi dışında kalan bölümü, kiralanan alanlar ile
birleştirmek suretiyle kullandığını ileri sürerek ecrimisil isteğinde
bulunmuştur.
Davalı vekili; davaya
konu edilen bölümün, kira kontratına konu olan dükkânların mütemmim cüz'ü
niteliğinde olduğunu, ayrıca kira veya sair gelir elde edilebilecek vasıfta
olmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davaya
konu bölümün projede sığınak olarak gösterildiği, ortak kullanım alanında
kaldığı, kiraya verilme ve gelir sağlama olanağı bulunan yerlerden olmadığı
gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin temyizi
üzerine, Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle karar bozulmuştur.
Yerel Mahkemece,
önceki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiş, direnme
kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu
önüne gelen uyuşmazlık; yapı projesinde sığınak olarak gösterilen ve ortak
mülkiyet hükümlerine tabi olan yer için ecrimisil talep edilip edilemeyeceği,
buradan varılacak sonuca göre davalının kullanımından dolayı ecrimisil ödemesi
noktasında toplanmaktadır.
Tarafların karşılıklı
iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında
açıklanan gerektirici nedenlere özellikle, projesinde ortak kullanım alanı
(sığınak) olarak gösterilen dava konusu bölümün, davalı tarafından bodrum katla
ilişkilendirilerek, ekonomik fayda sağlamak amacıyla birlikte kullanıldığı; bir
kimsenin başkasına ait olduğunu bildiği taşınmazı, hukuki bir dayanağı olmadan
kendi malı gibi kullanması ve dolayısıyla ekonomik yarar sağlamasının bir
karşılığının olması gerektiği, bu bakımdan bu yeri kullanan kişinin hak
sahiplerine haksız işgal tazminatı ödemek zorunda olduğu, haksız olarak
kullanılan taşınmazın ekonomik tahsis amacı itibariyle gelir elde etmeye özgülenmemiş
olmasının sonuca etkili bulunmamasına göre, Özel Daire bozma kararına uyulması
gerekirken, aksine düşüncelerle önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya
aykırıdır.
Yapılan görüşmeler
sırasında, bir kısım üyelerce, dava konusu bölümün projesinde sığınak olduğu,
kat mülkiyeti kanununa göre amacı dışında kullanılmayacağı, niteliği itibariyle
gelir getiren yer olarak değerlendirilemeyeceğinden davanın reddine karar
verilmesinin usul ve yasaya uygun bulunduğu ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul
çoğunluğunca yukarıda belirtilen nedenlerle benimsenmemiştir.
O halde, Hukuk Genel
Kurulu çoğunluğunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması
gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan direnme
kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacılar
vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Hukuk Genel Kurulu
tarafından da benimsenen Özel Dairenin bozma kararında gösterilen nedenlerden
dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na
eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince bozulmasına, istek halinde temyiz
peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440/I.maddesi uyarınca
tebliğden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
19.03.2014 gününde yapılan görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
TESPİT DAVALARINDA GÖREVLİ MAHKEME
Taraflar arasındaki "oda kaydının silinmesine dair işlemin iptali, üyelik kaydının devam ettiğinin ve davacının taksi durağında hak sahibi olduğunun tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bandırma 1.Asliye Hukuk Mahkemesince mahkemenin görevsizliğine dair verilen 06.09.2012 gün ve E:2
VEKALET ÜCRETİ ALACAĞININ TAHSİLİ
Davacı, avukat olduğunu, davalıyı bir icra dosyasında alacaklı vekili olarak ve buna bağlı tasarrufun iptali davasında davacı vekili olarak temsil ettiğini ancak müvekkili olan davalının karşı taraf ile anlaşarak sulh olduğunu, 25/08/2010 tarihli azilname ile kendisini haksız olarak vekaletten azlet
Hizmet tespiti davasında ispat kuralları - Araştırılması gereken hususlar
Taraflar arasındaki “hizmet tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 3. İş Mahkemesince davanın “kabulüne” dair verilen 14.12.2011 gün ve 2011/398-2011/1062 sayılı kararın incelenmesi davalı SGK vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 29.12.2011 gün v
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?