Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı avukat, davalının vekili sıfatıyla Silivri 2.İcra Müdürlüğü'nün 2013/1493 esas sayılı icra dosyasını takip ettiğini, yasal süreçte yapılması gereken tüm işlemleri yerine getirdiğini, davalının talimatı ile dosya borçlusu (M.. T..) ile sulh görüşmeleri yaptığını, davalıyı bu konuda sürekli bilgilendirdiğini, icra dosyasında tarafların sulhunun sağlandığını, tüm bu süreç tamamlandıktan sonra davalının kendisini Silivri ... Noterliği'nin 33.. yevmiye nolu azilnamesi ile azlettiğini, azlin haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının alacağını aldıktan sonra sırf vekalet ücreti ödememek için azilname gönderdiğini, haksız azil nedeni ile bu dosya için akdi ve karşı yan vekalet ücretine hak kazandığını, davalı ile icra dosyasında bulunan toplam alacağın % 15’i olarak vekalet ücreti konusunda anlaşıldığını, 6.950,00-TL akdi, 5.347,00-TL karşı yan vekalet ücretinin tahsili için başlatılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %2 0 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacının bir avukata yakışmayacak tutum ve davranışlar sergilediğini, telefonlarına çıkmadığını, dosya borçlusu ile daha düşük meblağa anlaştığını söylemesine rağmen 85.000,00- TL'lik protokol düzenlendiğini öğrendiğini, güveninin sarsıldığını, avukatını haklı nedenle azlettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine, borçlunun Silivri 2. İcra Müdürlüğü'nün 2013/4337 Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın vekil vekalet ücretinin 5.347,00-TL'si, karşı taraf vekalet ücretinin 5.347,00-TL'si olmak üzere toplam 10.694,00-TL'sine yönelik itirazın tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazla talebin reddine, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan itirazın iptaline karar verilen miktar olan 10.694,00 TL'nin % 20'si olan 2.138,80-TL icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesinde "taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığı hallerde değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifeleri altında kalmamak koşulu ile ücret itirazlarını incelemeye yetkili mercii tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin % 10 u ile % 20 si arasında bir miktarın avukatlık ücreti olarak belirleneceği", Avukatlık Yasasının 165.maddesinde ise, “sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf, avukatlık ücretinin ödenmesi hususunda avukata karşı müteselsilen sorumludurlar.” hükümleri mevcut olup, dava sulh ile sonuçlandığında, avukat müvekkilinden aralarındaki ücret sözleşmesinde kararlaştırılan miktarı isteyebileceği gibi davada sulh olunan miktara göre karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini de isteyebilir. (Bkz. HGK.’nun 16.2.1994 T. 1993/13-810 E., 1994/60 K. sayılı kararı) Müteselsil sorumluluk gereğince aynı sorumluluk, müvekkille sulh olan karşı taraf için de geçerlidir. Avukatla müvekkili arasında ücret sözleşmesi bulunmaması (veya sözleşmenin geçersiz olması) halinde ise, müvekkilin ve müvekkille sulh anlaşması yapan hasmın, sulh olunan miktar üzerinden, Avukatlık Kanununun 164/son maddesinde düzenlenen (hasma tahmili gereken vekalet ücretinden) ve Avukatlık Kanununun 164/4. maddesinde düzenlenen (müvekkilin avukata ödemesi gereken) vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olduklarının kabulü gerekir.Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının vekil olarak takip ettiği icra takibinde tarafların 17.05.2013 tarihli protokol ile Silivri 2. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1493 Esas ve 2013/1492 Esas sayılı icra takipleri yönünden 85.000,00-TL ye sulh oldukları, sulh sözleşmesinin davalı müvekkil adına bizzat davacı avukat tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca avukat ve müvekkili arasında yazılı bir vekalet ücreti sözleşmesi bulunmadığından davacının hak kazandığı vekalet ücretinin sulh olunan miktar esas alınarak belirlenmesi gerekirken yazılı gerekçe ve yanlış değerlendirme ile takip miktarının esas alınması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 223,85 harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.