MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, dava dilekçesi ile; müvekkili davacının, davalının damadı olduğunu; davacı ile davalının kızının ayrı yaşadığını, boşanma davasının derdest olduğunu, müvekkilinin davalıdan 50.000.00.- TL bedelle daire satın aldığını, müvekkilinin yaptığı ödemeye davalının diğer damadı ile davacının babasının tanık olduğunu, davalının devri sağlamadığını ileri sürerek; 50.000.00.TL'nın ödeme tarihinden avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuştur.Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; tarafların arasında ev satışı olmadığını, davalının para almadığını, davacı ile eşinin boşanma davalarının sürdüğünü, tanık dinlenmesine onayları olmadığını belirterek; davanın reddini istemiştir .Mahkemece; ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir .6100 sayılı HMK'nın 203 1/a maddesinde; Aşağıdaki hallerde tanık dinlenebilir; "Alt soy ve üst soy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler." düzenlemesi bulunmaktadır .Somut olayda; tarafların kayın baba ve damat oldukları, davacı yanın tanık deliline dayandığı, davalı yanın tanık deliline onay vermediği, mahkemece davacı yanın tanık dinletme talebinin reddedildiği, davacı yanın teklif ettiği yemini davalı asilin yerine getirdiği ve davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile reddedildiği anlaşılmaktadır.Tarafların akraba olması nedeni ile, davacının iddiasını tanık delili ile ispatlaması anılan yasa maddesine göre mümkündür. Bunun için de davalı yanın onayı gerekmez. Mahkemece, davacı yanın tanık dinletme talebinin reddedilmesi yasaya aykırıdır. Bu durumda, davacı yanın davalı asile teklif ettiği yemin de sonuca etkili olamaz.Mahkemece; davacıya, tanık ile ispat olanağı tanınarak sonucuna uygun şekilde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.