Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 32859 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 22892 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Kayseri 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/05/2013NUMARASI : 2013/216-2013/426Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Şikayetçi borçlu, ihalede ödenen para ile alacağın tamamının karşılanmadığını, mahcuz taşınmazın düşük bir bedelle ihale edildiğini ve kıymet takdirinin satıştan çok önce yapıldığını belirterek 09.03.2012 tarihli ihalenin feshini istemiş, mahkemece, 2 yıllık kıymet takdir süresinin satış gününe göre dolduğu gerekçesiyle istemin kabulüne karar verilmiş, alacaklının temyizi üzerine, Dairemizin 21.01.2013 tarihli ilamı ile; kıymet takdirinin 10.03.2010 tarihinde yapıldığı, ihale tarihine göre iki yıllık sürenin henüz dolmadığı, bu nedenle diğer ihalenin feshi nedenleri incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek mahkeme kararı bozulmuştur.Mahkemece 21.05.2013 tarihli duruşmada bozma ilamına uyularak kıymet takdirinden itibaren iki yıllık süre dolmadığından istemin reddine karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen bozma ilamının gereği yerine getirilmemiş, diğer şikayet sebepleri konusunda inceleme yapılmamıştır.Öte yandan, İİK. nun 106-144.maddelerinde paraya çevirme ile ilgili hükümlere yer verilmiş, aynı Kanunun 129/2.maddesine göre, ikinci artırmada satış yapılması halinde, artırma bedelinin, taşınmaz için tahmin edilmiş olan kıymetin en az % 40’ını bulması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını karşılaması zorunlu kılınmıştır. Bu durumda satış bedelinin, tüm icra masraflarını değil, paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini karşılaması gerektiğinin hüküm altına alındığı görülmekte, satış talebinden ihale tarihine kadarki paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınması gerekmektedir. Satışı istenen taşınmazın kıymetinin takdiri hakkındaki İ.İ.K.’nun 128.maddesi paraya çevirme başlığını taşıyan III. bölümde bulunmaktadır. Bu nedenle taşınmazın kıymetinin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının da tıpkı ilan giderleri gibi paraya çevirme masrafı olarak kabulü gerekir.Somut olayda, taşınmazın 2.ihale günü satıldığı ve 18.000,00-TL. olan satış bedelinin, 40.000,00-TL. tahmini değerin % 40’ı olan 16.000,00-TL. rakamına gazete ilan gideri 1.685,96-TL. ve kıymet takdiri gideri 400,00-TL.nin eklenmesiyle oluşan miktarı karşılamadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki bu miktara satış için yapılan tebligat giderlerinin de ilavesi gerekir. Mahkemece yasal bir zorunluluk olan bu hususun re’sen gözetilerek ihalenin feshine karar verilmesi gerekir.Ayrıca takip tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK.nun 150/e maddesi gereğince, "Alacaklı, taşınır rehnin satışını ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren nihayet bir sene içinde, taşınmaz rehnin satışını da aynı tarihten itibaren nihayet iki sene içinde isteyebilir. Satış yukarıdaki fıkrada gösterilen müddetler içinde istenmez veya talep geri alınıp da bu müddetler içinde yenilenmezse takip düşer.” Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Öte yandan takibin düştüğü tarihten sonra yapılan işlemler yok hükmünde olacağından bu tarihten sonra yapılan ihalenin de sırf bu nedenle feshi gerekir.O halde mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda İİK.nun 150/e maddesi de dahil olmak üzere dilekçede ileri sürülen diğer ihalenin feshi nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.Kabule göre de; İİK.nun 134/2.maddesi uyarınca, ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkeme davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanmalıdır. Mahkemece, işin esası incelenip ihalenin feshi isteminin reddine karar verildiğine göre davacı aleyhine para cezasına da hükmedilmemesi doğru bulunmamıştır.SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.