Y A R G I T A Y İ L A M IXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXX XXX XXXX XXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXX XXXXXXXXXXX XXXXXXXX XX XXXXXXX XXXXXXX XXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXX XXXXXXXXXX XXXXX XXXX XXXX XX XXXX XXXX XXXXXXXXXXXXXXXX İtirazın kaldırılması ve tahliyeİcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Davacı alacaklının davalı borçlular hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlunun yasal süresinde itiraz etmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, takibin devamı, icra tazminatı ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne,itirazın 27.862,08 TL asıl alacak ve 1.680,89 TL işlemiş faiz üzerinden kaldırılmasına,davacı lehine asıl alacağın %40 üzerinden icra tazminatı verilmesine,reddedilen kısım üzerinden davalı lehine %40 icra tazminatına karar verilmesi üzerine karar davalı ve davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgeler, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalı kiracının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davalının tahliyeye yönelik temyiz itirazlarına gelince; Alacaklı tarafından ödenmeyen kira paralarının tahsili amacıyla 10.4.2012 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalıya örnek 13 nolu ihtarlı ödeme emri tebliğ edildiği ve bu ödeme emri ile borçluya 30 günlük süre verildiği anlaşılmıştır. İ.İ.K.269/1 maddesi göndermesi ile BK’nun 260.maddesi gereğince 30 günlük ödeme süresinin dolması beklenmeden alacaklı tarafından icra mahkemesinden tahliye isteminde bulunulamaz. Alacaklı vekili tarafından 30 günlük ödeme süresi dolmadan 24.4.2012 tarihinde icra mahkemesinden tahliye isteminde bulunmuştur. Bu nedenle tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tahliyeye karar verilmesi doğru değildir.3-Davacı vekilinin kira alacağının hesaplanmasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince:Davalının önceki malik ile düzenlenen 10.5.2010 tanzim tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi gereğince kiracı olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin 11.2 maddesinde kiracı tarafından garanti edilen asgari kira bedelleri her yıl için ayrı ayrı gösterilmiş olup,takip konusu dönem aylık kira parası 3.285 EURO+KDV olarak açıkça belirlenmiştir. Aynı maddede, “...EURO olarak garanti edilen aylık asgari kira parasının her ayın birinci günündeki TC.Merkez bankasının EURO döviz satış kuru dikkate alınmak suretiyle ve TL veya Euro olarak her ayın beş iş günü içinde ödeneceği...” kararlaştırılmıştır. Bu hüküm geçerli olup, tarafları bağlar. Mahkemece karara esas alınanbilirkişi raporunda,kira paralarının hesabında aylık kira bedellerinin TL karşılığı belirlenirken her ayın birinci günündeki TC. Merkez Bankasının EURO döviz satış kurunun değil de her ayın beşinci günündeki EURO döviz satış kuru üzerinden hesap yapıldığı anlaşılmıştır.Kira sözleşmesinin 11.2.maddesindeki düzenleme karşısında kira parası hesaplanırken sözleşme hükümleri dikkate alınarak her ayın birinci günündeki TC. Merkez Bankasının EURO döviz satış kuru dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekirken yazılı şekilde hatalı bilirkişi raporu esas alınarak alacak miktarının belirlenmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ;Yukarıda 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.