MAHKEMESİ : Asliye (Aile) Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katılma alacağı... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair . Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 22.05.2013 gün ve 335/454 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı vekili, evlilik birliği içinde edinilen arsa vasfındaki taşınmaz üzerindeki 55.000 TL katılma alacağının yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile 55.000 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar 16.11.1995 tarihinde evlenmişler, 07.07.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 14.03.2012 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında eşler, başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden evlilik tarihinden 4721 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi gereğince mal ayrılığı ve bu tarihten boşanma davasının açıldığı 07.07.2011 tarihine kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.Dava dilekçesinin içeriği, davalının savunması ve dava konusu 5403 ada 10 parsel sayılı arsa vasfındaki taşınmaz 26.12.2006 tarihinde edinilmiş olmasına göre istek mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağına ilişkindir.Dava konusu taşınmaz satın alma tarihi itibariyle TMK'nun 219. maddesi gereğince edinilmiş mal niteliğinde olup davalının kendi çalışması ve ziynetlerine ilişkin kişisel mal iddiası aynı yasanın 6 ve 222. maddeleri uyarınca usulüne uygun olarak ispatlanamadığından davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,Dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamından; taşınmazın alımında davalının kardeşi ... tarafından davacıya verilen 5.000 TL değerinde üç altın bilezik kullanılmış olup, anılan miktar davalıya yapılan bağış niteliğinde bulunduğundan TMK'nun 220/ 3 hükmü gereğince kişisel mal niteliğindedir. Bu halde mahkemece TMK'nun 230.maddesi gereğince 5.000 TL kişisel malın taşınmazın alım tarihindeki değerine olan oranı belirlenerek, bu oran ile dava konusu taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değerinin çarpımı sonucunda elde edilecek miktar davalının kişisel malı olarak karar tarihine en yakın tarihteki değerden (tasfiye tarihindeki değer) düşülerek kalan miktarın yarısına katılma alacağı olarak karar vermek gerekirken, (TMK'nun 236. maddesi) bu husus dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'nun 428. maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 939,30 TL peşin harcın istek halinde davalıya iadesi 09.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.