Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3263 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4359 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair . Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 29.03.2013 gün ve 109/50 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, dava konusu 660 parsel sayılı taşınmazın bedelinin vekiledeni tarafından ödendiğini ancak tarafların babaları olan mirasbırakan...adına alındığını, taşınmazın devrinin yapılması amacıyla mirasbırakan ve vekil edenin kardeşleri tarafından vekaletname verildiğini, bundan ayrı babalarının vefatından sonra vekiledeninin anne ve kardeşleri tarafından... Noterliği'nde 24.09.2009 tarihli 20864 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki miras payının temliki sözleşmesi yapıldığını, davalının sözleşmenin gereklerini yerine getirmeyi kabul etmediğini açıklayarak, temlik sözleşmesi gereğince dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının davasına dayanak olan miras payının temlikine ilişkin sözleşmenin hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, vekil edeninin cinsiyet değişikliği ameliyatı olduğunu, buna ilişkin mahkeme kararının Türkiye'de 12.04.2011 tarihinde tanındığını, bu nedenle sözleşmenin yapıldığı tarih olan 24.09.2009 tarihinde mirasbırakanın ... isimli mirasçısının bulunmadığını, davacının ... vatandaşı olması nedeniyle Noterlik Kanunu 74. maddesine aykırı olarak yeminli tercüman bulundurulmadığını bundan ayrı sözleşmenin vekiledeninin gerçek iradesini yansıtmadığını, yeterli Türkçe bilmediğinden sözleşmenin veraset işlemlerine ilişkin olduğunu zannettiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından, Mahkemece; temlik sözleşmesi ve vekaletnamenin verildiği tarih olan 24/09/2009 tarihinde Türk Kanunlarına göre murisin ... adında mirasçısı bulunmadığı, bunun yanısıra, dosya kapsamında duruşmada yapılan gözlemde davalının yeteri kadar Türkçe bilmediğinin anlaşılmasıkarşısında vekaletnamenin ve temlik sözleşmesinin düzenlenmesi sırasında Noterlik Kanunu 74. maddesine aykırı olarak tercüman bulundurulmadığı gerekçeleri ile temlik sözleşmesi ve vekaletnamelerin geçerlilik şartını taşımadığından davanın reddine karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; davacı, noterde düzenleme şeklindeki miras paylarının temliki sözleşmesine dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. TMK'nun 677. maddesi hükmü uyarınca yazılı olmak koşuluyla bir mirasçının payını diğer mirasçıya devri geçerlidir. Bundan ayrı, HUMK'nun 295. maddesi, "Mahkeme ilamlariyle katibiadillerce re'sen tanzim olunan senetler sahteliği ve salahiyattar memurların salahiyetleri dahilinde usulüne tevfikan tanzim veya tasdik ettikleri vesikalar hilafı ispat olununcaya kadar delili kati teşkil eder.", HMK'nın 204. maddesi de benzer şekilde, "İlamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılırlar." düzenlemelerini içermektedir. Kesin delil, yanları ve hakimi bağlayan, bu tip delillerle kanıtlanan olayın hukuksal doğru olarak kabul edilmesi gereken delillerdir. Hakimin kesin delilleri takdir yetkisi yoktur. Bu biçimde ispatlanan hususu doğru kabul etmek zorundadır. Hukukumuzda kesin deliller sınırlı olup bunlar, ikrar, senet, yemin ve kesin hükümdür (Hukuk Genel Kurulu’nun 14.11.2012 gün ve Esas:2012/20-583, Karar:2012/789 sayılı ilamı).Somut olayın incelenmesine gelince; davaya konu miras payının devrine ilişkin sözleşme Noterlik Kanunu 84 ve onu izleyen maddeleri uyarınca noter tarafından düzenleme şeklinde düzenlenmiştir. Bu belge, HMK’nun 204. (HUMK'nun 295/1.) maddesi anlamında resmi senet niteliğini haiz bulunmakta ve sahteliği ispat edilmedikçe geçerli sayılmaktadır. Bununla birlikte, dosya içeriğinden, davalı vekilinin, söz konusu senedin düzenlendiği tarihte vekiledeninin yeteri kadar Türkçe bilmediği, iradesinin fesada uğratıldığını açıkladığı görülmüştür. Hal böyle olunca, Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, davalı tarafa davaya konu söz konusu düzenleme şeklindeki noter senedinin iptali için dava açmak üzere süre ve imkan tanınması, o dosyanın eldeki dava için bekletici mesele yapılması (HMK. m. 165/2) dava sonuçlandığında bütün deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan, kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.