Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3260 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 12612 - Esas Yıl 2009
Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ortak miras bırakan babaları Ekrem'in 679 ada (eski) 31 (yeni) 54 parsel sayılı taşınmazını Eskişehir İkinci Noterliği'nin 08.03.2005 tarihli düzenleme şeklinde ölünceye kadar bakım akdiyle davalı oğluna temlik ettiğini, murisin başkaca iki çocuğu daha olup, Ardahan'daki mal varlığını dava dışı oğlu İsmail Hakkı'ya, davalıya da Eskişehir'deki çiftliği sağlığında devrettiğini, murise tüm çocuklarının baktığını, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, payı oranında iptal ve tescil, olmazsa tenkis isteminde bulunmuştur. Davalı, bakım borcunu yerine getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve sözleşmenin iptaline karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir. Mahkemece, ölünceye kadar bakım akdinin iptaline karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların miras bırakanı Ekrem'in maliki olduğu 679 ada 54 nolu parseli ölünceye kadar bakma akdiyle oğlu davalı İbrahim Halil'e temlik ettiği anlaşılmaktadır. Davacı, miras bırakanın yapmış olduğu bu temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuş olup, mahkemece akdin iptaline karar verilmiştir. Miras bırakanın Borçlar Kanunu'nun 511. ve takip eden maddelerinde öngörülen ölünceye kadar bakım akdiyle taşınmazı davalıya temlik ettiği ancak buna bağlı olarak infaz yapılarak bir sicil kaydının oluşmadığı, halen taşınmaz kaydının miras bırakan üzerinde olduğu kayden sabittir. Davada sözleşmenin iptali istenilmemiş, sanki oluşan bir sicil kaydı varmış gibi tapusunun iptali ile tescil talebinde bulunulmuştur. Öyle ise, sözleşme henüz sicile yansımadığına, özellikle 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının somut olaya uygulama yeri bulunmadığına göre, tapu iptal ve tescil istemli davanın dinlenilmesine yasal olanak bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, HUMK'nın 74. maddesi hükmü gözardı edilerek istek dışına çıkılmak suretiyle ölünceye kadar bakım akdinin iptaline karar verilmiş olması isabetsizdir. Davalının, temyiz itirazları bu yön itibarıyla yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.