Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3258 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 12558 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : TARSUS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/06/2009NUMARASI : 2005/23-2009/414Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakan H. D.’in hasta, 85 yaşında ve kolayca kandırılabilecek bir yapıya sahip olduğunu, davalı M.’nin murisi kandırarak 5046 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki payını mirasçılardan mal kaçırmak ve mahfuz hisselerini bertaraf etmek amacıyla ölünceye kadar bakım akdi suretiyle adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, tapu kaydının mahfuz hisseleri nispetinde iptali ile adlarına tescilini istemişler, yargılama sırasında ıslah ile muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve payları oranında tescil isteminde bulunmuşlardır.Davalılar, bakım borcunun yerine getirildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23.03.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ..... ile temyiz edilen vekili Avukat .... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .....tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, tenkis, yargılama sırasında ıslah yoluyla muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve pay oranında tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, miras bırakanın yapmış olduğu temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanmak suretiyle bu olgu benimsenerek tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki 04.02.1948 tarih ve 10-3 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında açıklandığı üzere dava açıldıktan sonra sebebinde, konusunda, delillerde ve diğer hususlarda usule ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkün olduğu gibi, davanın konusunda da ıslah mümkündür. Kaldı ki, HUMK’nun 185. maddesinin 2. bendi de davacının karşı tarafın rızası olmaksızın ıslah yoluyla davasının mahiyetini tebdil edebileceğini kabul etmiştir. O halde, somut olayda davacının tenkis davasını muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil şeklinde ıslah etmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Esasen bu husus Mahkemenin de kabulündedir.Ne varki, davacı davasını kamilen ıslah ettiğine göre tebdil ettiği sebebe göre harcını ikmal etmesi gerekir. Bilindiği üzere; harç alınması 492 sayılı Harçlar Yasası 30-32 maddesi hükümleri gereğince tarafların arzusuna bırakılmamış re’sen gözetilmesi gerekli bir kural olarak anılan yasa düzenlemesinde öngörülmüştür.O halde, harç ikmal edilmeksizin davanın sürdürülerek işin esasının çözüme bağlanmasının doğru olduğu söylenemez. Harcın kurulan kararda hüküm altına alınmış olması da neticeye etkili değildir. Öyle ise, davalıların temyiz itirazları bu yön itibarıyla yerindedir. Kabulü ile hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden davalılar vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının karşı taraftan alınmasına, 23.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.