Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 32522 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21375 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Şikayetçi 3. kişi, ...'nce borçlu hakkında, 6183 sayılı Kanun kapsamında başlatılan takipte satışı yapılan borçluya ait 34 BMR 40 plakalı araçta şikayetçinin rehin hakkı olduğunu, bu suretle aracın satış bedelinin öncelikli hak sahibi olan rehin alacaklısı şikayetçiye ödenmesi gerekirken Vergi Dairesi'nce vergi borcuna mahsup edildiğinden bahisle sıra cetveli düzenlenmemesine ilişkin idare işleminin iptali ile 14.220,72 TL olan rehin bedelinin şikayetçiye ödenmesini talep etmiş, mahkemece, şikayetçinin rehin hakkının vergi dairesinin haczinden önce olması ve idarenin alacağının aracın aynından doğmaması nedeniyle istemin kabulü ile satış bedelinden rehin hakkı sahibi şikayetçiye rehin bedeli olan 14.220,72 TL'nin ödenmesi sağlanacak şekilde paylaşımın düzenlenmesine karar verilmiştir.Somut olayda, ...’nün 6183 sayılı Kanun gereğince vadesi geçmiş vergi borçları için borçlu hakkında başlattığı takip dosyasında, borçluya ait 20.000,00 TL muhammen bedelli 34 BMR 40 plaka sayılı aracın 05.4.2007 tarihli birinci artırmada satıldığı, satışa konu araç üzerinde borçlu şirket tarafından Türkiye İş Bankası'ndan kullanılan taşıt kredisi nedeniyle kurulan 13.5.2005 tarihli taşıt rehni bulunduğu, 03.5.2007 tarihli temlikname ile 14.220,72 TL'lik alacağın teminatlarıyla birlikte yani bu rehni de kapsar şekilde banka tarafından şikayetçiye temlik edildiği, aracın satışından elde edilen paranın rehin hakkının öncelikli olması nedeniyle şikayetçiye ödenmesi yönündeki talebin idarenin 24.10.2008 tarihli kararıyla, temliğin idarenin haczinden sonra olması nedeniyle reddedildiği, şikayetçi tarafından bu ret kararının öncelikle icra mahkemesinde şikayet konusu yapıldığı, mahkemenin görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine sırasıyla vergi ve idare mahkemelerince de görevsizlik kararı verilmesi üzerine, Uyşmazlık Mahkemesi'nin 14.7.2014 tarih ve 2014/726 E.-2014/781 K. sayılı kararı ile adli yargının görevli olduğuna karar verilmiş olmasından dolayı şikayetin, icra mahkemesinde görülüp sonuçlandırıldığı anlaşılmıştır.İİK'nun 140. maddesi gereğince; “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar”.Aynı Kanun'un 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir.Açıklanan maddelere göre, birden fazla alacaklının bulunduğu böyle durumlarda, icra müdürlüğünce, öncelikle İİK'nun 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılmalı ve alacaklılara, diğer alacaklara yönelik itirazlarını ileri sürme imkanı tanınmalıdır.Bu durumda, ihale konusu aracın kaydında idarenin haczi ile şikayetçinin rehninin bulunduğu ve şikayetçinin, rehin alacağı olduğunu iddia ettiği görüldüğünden, şikayetçinin alacağının rüçhanlı olup olmadığı ve öne sürdüğü diğer hususlar, sıra cetveli yapıldıktan sonra itiraz halinde tartışılacak bir husus olup, bu aşamada İdare sıra cetveli düzenlemekten imtina edemez. Bir başka anlatımla alacaklıların itirazlarını ileri sürebilmesi için öncelikle sıra cetveli yapılması gerekmektedir.O halde, mahkemece, birden fazla alacaklının bulunması ve ihale bedelinin alacağı karşılamaması nedeniyle, İdarece İİK'nun 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılmasının emredilmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.