Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Olay tarihinde, gündüz, saatlerinde, 4 metre genişliğindeki çift yönlü yolda, sanığın idaresindeki motosiklet ile seyir halindeyken, gidişe göre sağ taraftan karşıdan karşıya geçmek isteyen 5 yaşındaki mağdura motosikletin ön kısmı ile çarpması neticesinde mağdurun yaralandığı olayda, sanığın beyanı dışında oluşa ilişkin beyanın bulunmadığı ve sanığın kolluk beyanında mağdurun birden bire koşarak yola atladığını ve sorgusunda ise park halindeki kamyonetin arkasında mağdurun yola çıktığını beyan etmiş olması karşısında, mağdurun park halindeki kamyonetin arkasından koşarak yola çıktığı olayda sanığın kusuru bulunmadığından sanığın yüklenen suçtan beraati yerine mahkumiyetine hükmolunması,Kabule göre de;1.TCK'nın 89/1. maddesinde yaptırım olarak hapis veya adli para cezası seçimlik olarak öngörülmesine karşın yasal zorunluluk bulunmadığı halde ve gerekçesi de gösterilmeksizin hapis cezasının tercihi,2. Sanığın sürücü belgesiz araç kullanması dışında, araç kullanmayı bilmediğinin iddia edilmemesi karşısında, münhasıran sürücü belgesiz araç kullanma halinin bilinçli taksirin unsurlarını oluşturmadığı gözetilmeden, tayin olunan cezanın 5237 sayılı TCK'nın 22/3. maddesi ile artırılarak bu nedenle fazla ceza tayini,Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 23/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.