Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 32478 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 30255 - Esas Yıl 2015





YİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Karacabey İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/06/2015NUMARASI : 2015/2-2015/46DAVACI : ŞİKAYETÇİ : Ziya BulutDAVALI : ALACAKLI : İlter ÖzkanYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Bircan Şekerci Gencer tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurarak ihalenin feshini talep ettiği, mahkemece, şikayetin reddine ve borçlu aleyhine para cezasına hükmedildiği anlaşılmaktadır.İİK'nun 128/a maddesinin 2. fıkrası gereğince kesinleşen kıymet takdiri üzerinden iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez. Hukuk Genel Kurulu'nun 26.02.1992 günlü ve 1992/70-130 sayılı kararında; "satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten iki sene sonra yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı" kabul edilmiştir. Yine Hukuk Genel Kurulu'nun aynı kararında, İİK'nun 128/a maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin başlangıcının, bilahare kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin fiilen yapıldığı tarih (keşif tarihi) olduğu açıkça vurgulanmıştır. Somut olayda ihaleye esas kıymet taktiri 10.10.2012 tarihinde yapılmış olup taşınmaz ise 07.01.2015 tarihli ihalede satılmıştır. İİK'nun 128/a maddesi uyarınca satış tarihi ile kıymet taktiri arasında 2 yıllık süre geçmiş olmakla bu husus başlıbaşına ihalenin feshi sebebidir.O halde mahkemece, kıymet takdirinin yapıldığı tarih üzerinden iki yıldan fazla süre geçtıkten sonra 07.01.2015 tarihinde yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken anılan husus gözardı edilmek suretiyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirmediği halde HMK'nun 266. maddeye aykırı olarak bilirkişi mütalasına başvurulmuş olması da doğru görülmemiştir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.