Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 323 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 4458 - Esas Yıl 2010





Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı aracın, davalıların sorumluluğundaki yolda çalışma yapılırken gerekli güvenlik tedbirleri alınmadığından hasarlandığını belirterek, sigortalısına ödediği 8.670.00 TL’nin, 02.03.2007 ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.Davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili, yargı yolu ve husumet itirazında bulunup, kusuru ve tazminat miktarını kabul etmediklerini bildirerek, davanın reddini savunmuştur.Davalı T İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, yol yapımı sırasında gerekli tüm tedbirlerin alındığını, kazada sürücünün kusurlu olduğunu bildirerek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporuna ve kusur durumuna göre, davanın kısmen kabulü ile, 6.2 62.36 TL’nın, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, TTK’nın 1301. maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.Belediyeler kamu tüzel kişileri olup, görmekle yükümlü bulundukları kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı sorumlulukları özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin, yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanırken oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanmakta olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayanılarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca, idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir.Somut olayda, davalı belediye aleyhine hizmet kusuruna dayanılarak dava açıldığından, mahkemece, adli yargının yargı yolu bakımından görevsiz bulunması nedeniyle, davalı belediye yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde uyuşmazlığın esası incelenerek hüküm kurulması doğru değildir.2- Bozma neden ve şekline göre, davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na geri verilmesine 24.1.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.