Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3157 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3262 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 990 963 91 48 numaralı hattına ilişkin fatura borçlarını ödememesi üzerine Ankara 16. İcra Müdürlüğü'nün 2012/4791 sayılı takip dosyasında davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının 3.165,50 TL kısmi ödemede bulunarak bakiye borcuna itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı şirket temsilcisi; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.HMK 266. hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.Somut olaya gelince; mahkemece yargılama sırasında bilgisine başvurulan hukukçu bilirkişi tarafından düzenlenin bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Rapor düzenleyen bilirkişinin telefon aboneliğinden kaynaklanan dava konusunda uzman olmadığı bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Davalı tarafın talep edebileceği dava konusu bedelin, dava konusunda uzman bilirkişi tarafından denetime elverişli bir şekilde hesaplanması gerekmektedir.Hal böyle olunca, mahkemece; dava dosyasının telefon aboneliğinden kaynaklanan dava konusunda uzman olan mühendis bir bilirkişiye verilerek davacı tarafın talep edebileceği bedelin denetime elverişli bir şekilde hesaplanması için rapor düzenletilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişiden alınan yetersiz rapor doğrultusunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.