MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 19.04.2007 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince davalı borçlu tarafından .... parselde kayıtlı taşınmazın müvekkillerine satışını taahhüt ettiğini, müvekkillerinin sözleşme gereğince davalı şirkete 62.599 Euro ödediklerini, taraflar arasındaki sözleşmenin 13.09.2008 tarihinde feshedildiğinin davalı şirkete bildirildiğini, davalı şirketin almış olduğu bedeli müvekkillerine ödemedikleri için ....rlüğünün 2009/1452 Esas sayılı icra takip dosyası ile davalı şirket aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalı borçlunun icra takibine itiraz etmesi sonucunda icra takibinin durduğunu, davalı borçlunun itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ile % 40 icra-inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, dosya kapsamına göre; davanın BK.'nun 66.maddesinde belirtilen 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmiştir.Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir (TMK'nun md.706, BK.md.213, Tapu Kanunu md.26 ve Noterlik Kanunu md.60). O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Ancak, taraflar arasında harici de olsa bir sözleşme olduğundan dava BK.nun 125.maddesine (6098 sayılı BK.'nun 146.maddesine) göre 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Ayrıca zamanaşımı borcun muaccel olması ya da ifanın imkansız hale geldiği tarihte başlar.Somut olayda; dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle B.K. 125. maddesi gereğince 10 yıl olup, dava tarihine kadar geçen sürede zamanaşımı süresi dolmamıştır. Bu nedenle davanın esasına girilip, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece, bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu, BK.'nun 66.maddesine göre zamanaşımı süresinin 1 yıl olduğundan bahisle, yazılı şekilde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, davacı lehine bozmayı gerektirmiştir.Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarnının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.