Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3154 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3650 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalının 04903594 nolu ticarethane abonesi olduğunu, davalı tarafından çarpan farkını yanlış uygulayarak hatalı ödeme bildiriminde bulunması nedeniyle geçmişe dönük 4.540,65 TL tahakkuk yapıldığını, işlemin haksız olduğunu ileri sürerek; müvekkilinin davalıya anılan miktar borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacı abonenin tahakkuk çarpanının 23/10/2007-04/06/2013 tarihleri arasında 10 olması gerekirken, sehven 1 olarak girildiğinin tespit edildiği, bu nedenle ek tahakkuk yapıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacının 4903594 nolu elektrik aboneliğinden dolayı (23/10/2007- 04/06/2013 tarihleri arasındaki dönemde) oluşan tüketim bedellerinin 4.051,99 TL'lik kısım yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Uyuşmazlık; davalı dağıtım şirketinin, çarpan farkını yanlış uygulayarak hatalı ödeme bildiriminde bulunması nedeniyle, bu olayda kusuru bulunmayan davacı abonenin tahakkuk ettirilen fatura bedelinden sorumlu tutulup tutulmayacağı noktasında toplanmaktadır.Öncelikle, davanın yasal dayanağını oluştura...nin 23. maddesinin irdelenmesinde yarar vardır.01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren ...Yönetmeliği'nin 23. maddesinde ise; “Ödeme bildirimine ilişkin hatalar; hatalı sayaç okunması, yanlış tarife veya yanlış çarpım faktörü uygulanması, tüketim miktarı ve/veya bedelinin hatalı hesaplanması ya da mükerrer ödeme bildirimi düzenlenmesi gibi hususlardır.Hatalı bildirimlere karşı, müşteri tarafından fatura tebliğ tarihinden itibaren (1) yıl içerisinde perakende satış şirketine itiraz edilebilir. İtirazın yapılmış olması ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. İtiraza konu tüketim bedeli ile müşterinin bir önceki tüketim döneminde ödemiş olduğu tüketim bedeli arasındaki farkın yüzde otuzdan fazla olması durumunda müşteri, bir önceki dönem tüketim bedeli kadarını son ödeme tarihinden önce ödeyebilir. Bu durumda müşteriye 24. madde hükümleri uygulanmaz.İtiraz, perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi tarafından başvuru tarihini izleyen en geç (10) iş günü içerisinde incelenerek sonuçlandırılır.İtirazın dağıtım şirketini ilgilendiren hususlarla ilgili olduğunun tespit edilmesi hâlinde, itiraz geliş tarihinden itibaren perakende satış lisansı sahibi tarafından iki iş günü içerisinde dağıtım şirketine iletilir. Dağıtım şirketi itirazın kendisine ulaştığı tarihten itibaren (10) iş günü içerisinde inceleme sonuçlarını perakende satış şirketine bildirir. İnceleme sonuçları Perakende satış şirketi tarafından en geç (3) iş günü içerisinde müşteriye yazılı olarak bildirilir.İnceleme sonucuna göre itirazın haklı bulunmaması hâlinde, itiraza konu tüketim bedelinin eksik tahsil edilen kısmı, müşteriden tahsil edilir.” hükmüne yer verilmiştir.Anılan hükümler değerlendirildiğinde; yanlış çarpım faktörü uygulanması sonucu dağıtım şirketi lehine doğan alacaklarda, tüketimin hesaplanacağı süre konusunda bir sınırlama getirmediği, dolayısıyla gerek önceki yönetmelik gerekse de yürürlükte olan yönetmeliğe göre ödeme bildirimine ilişkin bu ve benzeri hatalar açısından, hatanın başlangıç tarihi itibariyle tüketimin hesaplanması gerektiği ortadadır.Somut olayda, yargılama sırasında bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; ...Yönetmeliği'nin " Sayacın doğru tüketim kaydetmemesi başlıklı " 20.maddesine göre değerlendirme yapılmıştır. Oysa, iş bu davada; sayacın, müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle doğru tüketim kaydetmemesi söz konusu olmayıp, dava konusu tahakkukun hatalı çarpan farkından kaynaklandığından, aynı yönetmeliğin 23.maddesine göre değerlendirme ve hesaplama yapılması gerekmektedir.Hâl böyle olunca, mahkemece; öncelikle dosyanın yeniden başka bir bilirkişiye verilmesi, bilirkişiden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği bedelin...Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 23.maddesine göre hesaplanması konusunda rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.