Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:1-İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK.nun 438. ve İİK'nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi:2-Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı tarafından borçlu A. …Ltd.Şti. hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan icra takibinde, şikayetçilerin 02.05.2013 tarihinde icra kefili oldukları ve aynı tarihte icra emrinin tebliğ edildiği, adı geçenlerin ise 06.06.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptıkları başvuruda, eşlerinin rızası bulunmaması nedeniyle TBK'nun 584. maddesi uyarınca icra kefaletinin geçersiz olduğunu ileri sürerek icra kefaletinin iptalini ve mallarına konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istedikleri anlaşılmıştır.İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali talep edilemez.Ancak, İİK. nun 38.maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Bu nedenle de icra emri tebliği üzerine İİK.nun 16.maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde mahkemece TBK.'nun 581 ve devamı maddeleri kapsamında değerlendirme yapılarak, icra kefalet işleminin İİK.nun 38.maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceğini değerlendirerek, ilamlı takibe konu edilemeyeceğinin belirlenmesi halinde, kefaletin geçersizliğine değil, bu kefalete dayalı olarak gönderilen icra emrinin ve yapılan işlemlerin iptaline karar vermek gerekir.Somut olayda, mahkemece icra kefaletinin şekil şartlarına uygun olmadığı belirlendiğine göre, anılan kefalete dayalı olarak şikayetçiye icra emri tebliğ edilmesi ve malları üzerine haciz konulması doğru değildir.Bu durumda şikayetçiler icra emrinin iptalini istemediğine göre mahkemece malları üzerine konulan haczin kaldırılması ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2). maddede yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.