Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 31164 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25455 - Esas Yıl 2014





Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamlı takipte borçlunun diğer itiraz ve şikayet nedenleri yanında, takip dayanağı kredi sözleşmesinin müşterek borçlu-müteselsil kefili olan A. B. aleyhine takip başlatılmadığını ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunmasına rağmen borçlu A. B.hakkında takip yapılmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.İİK'nun 150/ı maddesine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine başlanması üzerine, icra müdürü, aynı Kanun'un 149. maddesi uyarınca borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir.İİK. 149. madde hükmüne göre, icra takibinin asıl kredi borçlusu (lehine ipotek verilen) aleyhine açılması asıldır. Takip sonunda üçüncü kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi söz konusu olduğundan, o kişi hakkında da takip yapılması gerekir. Şu hale göre ipotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı vardır. Buna göre, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinin, asıl kredi borçlusu ve ipotek veren 3. kişi (ipotekli taşınmaz maliki) hakkında yapılması gerekmekte olup, kredi sözleşmesinin müşterek borçlu müteselsil kefili konumunda olan kişi yönünden İİK'nun 150/ı maddesine dayalı olarak icra takibi yapılamaz.Somut olayda, takip dayanağı kredi sözleşmesinin asıl borçlusunun S. B., müşterek borçlu-müteselsil kefilinin A.B..olduğu, ipotekli taşınmazın malikinin ise şikayetçi borçlu C.. Y.. olduğu, takibin asıl borçlu S. B.ve ipotekli taşınmazın maliki C.. Y.. hakkında başlatıldığı görülmüştür.Bu durumda, aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunan Sevda Balakkız ve C.. Y.. hakkında takip yapılmış olduğundan, mahkemece borçlunun sair itiraz ve şikayet nedenleri hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.