MAHKEMESİ : ÜSKÜDAR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/03/2009NUMARASI : 2008/64-2009/80Taraflar arasında görülen davada;Davacı vakıflar idaresi, kayden maliki olduğu 2 ada 1 parsel sayılı taşınmazına, davalıların miras bırakanı tarafından bina yapılmak suretiyle işgal edildiğini ileri sürerek el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinde bulunmuştur. Davalılar, miras bırakanlarına ait tapu tahsis belgesi bulunduğunu, haksız işgalci olmadıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalıların miras bırakanının tapu tahsis belgesinin bulunduğu gerekçesiyle 2981 sayılı yasanın 22/b maddesi gereğince davanın durdurulmasına karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Mahkemece, 2981 Sayılı Yasanın 22/b maddesi gereğince davanın durdurulmasına karar verilmiştir. Dosya içerisinden ve toplanan delillerden, dava konusu 2 ada 1 parsel sayılı taşınmazın öncesinde İstanbul Belediyesi ile dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzerine kayıtlı iken hükmen tescil suretiyle vakıflar idaresi ile Abdullah Ağa Vakfı adına kayıtlı olduğu görülmektedir. Davalılar, miras bırakanlarına ait taşınmazın önceki paydaşlardan İstanbul Belediyesi tarafından verilen tapu tahsis belgesinin bulunduğunu belirterek davaya karşı çıkmışlardır. Bilindiği üzere; 2981/3290 Sayılı Yasa düzenlemeleriyle Hazine, Belediye, İl Özel İdaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa ve arazilerin üzerine taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan hakları bulunmayan kişilerin yapılanmaları ve gerek taşınmazın niteliği ve içinde bulunduğu konum ve gerekse hak sahibi olma bakımından yasanın öngördüğü koşulların gerçekleşmesi halinde, kamu kuruluşunun ilerde imar ve ıslah planları veya kadastro planları belirlenecek alanlarda, planlar gerçekleştikten sonra tapuya dönüştürülmek üzere yapı sahiplerine tapu tahsis belgesi vermeleri öngörülmüş, planların önceden yapılmış olduğu hallerde ise tapu tahsis belgesi yerine doğrudan tapu verilmesine de olanak tanınmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, üzerinde yapılaşma bulunan ve yasa hükümleri gereğince hakkında özel mülkiyet kurulabilecek ve kişilere devri mümkün olan maliki Hazine, İl Özel İdaresi olan ve İdaresi Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait taşınmazlarda imar ıslah veya kadastro planı henüz yapılmamışsa, bu kamu kuruluşlarınca hak sahibine tapu tahsis belgesi verileceği, imar ve ıslah planı veya kadastro planının yapılması ile sahibine kişisel hak sağlayan tapu tahsis belgesinin tapuya tahvil edileceği ve ilgilisine sicil kaydının devredileceği tartışmasızdır. Diğer taraftan, her ne kadar taşınmaz paylı mülkiyet üzereyken belediye tarafından davalıya tapu tahsis belgesi verilmiş ise de, anılan tapu tahsis belgesinin hukuken korunmasına olanak bulunmadığı kuşkusuzdur. Zira, TMK.nun 688. maddesinde de tarif edildiği üzere paylı mülkiyet, birden ziyade kimsenin fiilen bölünmemiş olan bir şeyde belirli paylarla malik olmaları halidir. Bir başka ifadeyle, her paydaşın payı, taşınmazın tamamına yayılmış vaziyette olup, taşınmazın her noktasında paydaşların hakkı bulunmaktadır.Öyle ise, bir taşınmazla ilgili olarak tapu tahsis belgesi verilebilmesi için, belgeyi verecek merciin taşınmaza müstakilen malik olması gerekmektedir. Buna göre, davalının dayandığı tapu tahsis belgesinin himaye görmeyeceği açıktır.Ayrıca, 3290 Sayılı Kanunun 13. maddesi ile değişen 2981 Sayılı Kanununun 22. maddesinin b bendinde, 2981 Sayılı Yasanın kapsamına giren yapılarla ilgili olarak yargı mercilerinde açılmış davaların yürütülemeyeceği gibi, haklarında evvelce yıkım kararı alınmış ve kesinleşmiş olan yıkım işlemlerinin de bu kanuna göre işleme tabi tutulacağı belirtilerek, bunun istisnası olarak çekişme konusu yapının özel kişiye ait gayrimenkul üzerine yapılmış olması kabul edilmiştir. Özel kişiler arasında yıkımın önlenmesi konusunda anlaşma sağlanamıyorsa bu çeşit yapının yıkımı engellenemeyeceği düzenlemesine değer verilmiş ve bu nitelikteki taşınmazlar bakımından derdest bulunan davalar için durdurma kararı verilemeyeceği belirtilmiştir. Oysa, somut olayda, korunması gerekli olan bir tapu tahsis belgesinin varlığı kabul edilemeyeceği gözetildiğinde, durdurma kararı verilmesine de yasal açıdan imkan bulunmamaktadır.Hal böyle olunca; bilirkişilerin krokisinde gösterilen bölümler yönünden elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.Davacı idarenin, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.