İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkak....ile Katar ... aralarındaki istihkak davasının reddine dair İcra Hukuk Mahkemesi'nden verilen 29.01.2014 gün ve 730/50 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 13.01.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü taraflardan kimse gelmediğinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi. Temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi gereği düşünüldü:K A R A RDavacı üçüncü kişi vekili, İcra Müdürlüğü’nün 2013/12884 sayılı Takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, İcra Müdürlüğü’nün 2013/905 sayılı talimat dosyasında yapılan 19.07.2013 günlü hacze konu menkullerin davacı üçüncü kişiye ait olduğunu borçlu ile ilgisinin bulunmadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Davalı alacaklı vekili, hacizde borçluya ait çok sayıda belgenin görüldüğünü, borçlu şirket ortağının davacı şirketin eski ortağı olduğunu, iki şirketin ortaklarının soy isimlerinin aynı olduğunu, aynı alanda faaliyet gösterdiklerini, istihkak iddiasının kötü niyetli olarak ileri sürüldüğünü belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Davalı borçlu vekili, davaya bir diyeceklerinin olmadığını beyan etmiştir.Mahkemece toplanan delillere göre: hacizde borçlu şirket ortağı ve yetkilisine ait kredi kartı ekstresi görüldüğü, bilgisayarda da borçlu şirket ile ilgili takas çekleri başlığında ismine yer verildiği, davacı ve borçlunun aynı iş kolunda birbirleri üzerinden faaliyetlerine devam ettikleri, bu durumda bir kısım mahcuzlara ilişkin fatura sunulmasının sonuca etkili olmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.İstihkak davalarında geçerli bir haczin bulunması dava şartıdır. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı Mahkemece re'sen ele alınması gereken hususlardandır.Davacı taraf borçlu hakkında devam eden iflas davasından bahsetmektedir ancak buna rağmen Mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmamıştır.İflas davasının sonucunda verilecek iflas kararı kesinleştiğinde borçlu hakkındaki icra takipleri düşeceği için dava konusu haciz de ortadan kalkacaktır. (İİK'nun 193/2. maddesi )İstihkak davasının sonucuna etki edeceği için iflas ile ilgili davanın araştırılarak varsa sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğinin dikkate alınmaması hatalı olmuştur.Diğer yandan davacı şirketin kuruluşu borçlu şirketten de eskidir ve borçlu şirket ortağı davacı şirketteki ortaklığından 2009 yılında ayrılmıştır. Bununla birlikte dava konusu hacizde borçluya ait çok sayıda belgelerin görüldüğü haciz tutanağına geçirilmiştir ve İİK'nun 8/son maddesi uyarınca haciz tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerdendir.İki şirket arasında organik bağ bulunması tek başına muvazaanın kanıtı olarak kabul edilemez. Alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı işlemler yapıldığı, iki şirketin tek elden yönetildiği yönünde delillerin de dosyaya yansıması gerekir ki somut olayda bu yönde deliller elde edilememiştir.Bununla birlikte haciz tutanağındaki tespitlere göre; İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekir. İspat yükü altında olan üçüncü kişi bir kısım mahcuzlara yönelik faturalar sunmuştur.Mahkemece alanında uzman bilirkişi refakatinde yapılacak keşif incelemesi ile faturaların mahcuzlara uygunluğu yöntemince araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.Belirtilen tüm bu hususlar dikkate alınmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde hüküm kurulması hatalı olmuştur.Yukarıda belirtilen nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarıncaBOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,13.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.