Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3100 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 6580 - Esas Yıl 2010





Davacı vekili, evlilik birliği içinde vekil edeninin çalışması karşılığı geliriyle katkıda bulunularak edinilen ve davalı adına tescil edilen 392 ve 1277 parsellerin bilahare davalı tarafından satıldığını, ayrıca davalıya miras yolu ile intikal eden 2042 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşa edilen binaya da katkıda bulunulduğunu, evlilik içinde edinilen hak ve alacakların, mevduat, menkul ve gayrimenkillerin davalı uhdesinde olduğunu açıklayarak gerek katkı payı ve gerekse katılma alacaklarının belirlenerek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak suretiyle 13.000 TL. ile miktar ve niteliği dava dilekçesinde bildirilen ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde bedeli karşılığı şimdilik 12.000 TL.nin boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren faiziyle tahsilini; ayrıca 2042 parsele inşa edilen binaya aile konutu şerhi konulmasını istemiştir.Davalı vekili, aynı hususta açılan davanın derdest bulunduğunu, zamanaşımı süresinin dolduğunu, nizalı taşınmazların vekil edeninin çalışması karşılığı geliriyle edinildiğini, davacının katkısı bulunmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, derdestlik itirazının kabulü ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar 23.11.1967 tarihinde evlenmiştir. Davacı taraf dava dilekçesinde, Keşan Birinci Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/250 Esas sayılı dosyasıyla yapılan yargılama üzerine boşanmaya hükmedildiğini, hükmün henüz kesinleşmediğini bildirmiştir. Davacı taraf temyiz incelemesine konu davanın açıldığı tarihten önce 12.04.2010 tarihinde, evlilik birliği içinde edinilerek davalı adına kaydedilen 195,255,256,763 parsel sayılı taşınmazlar ile 22.516,22..390 ve 22..582 plakalı araçlar için katkı payı ve katılma alacağı istekli dava açmış, Keşan Birinci Asliye (AilE. Hukuk Mahkemesinin 2010/133 Esas numarasına kaydedilen söz konusu önceki dava dilekçesinde parsel numaraları tespit edilemeyen taşınmazlar ve her türlü alacağa ilişkin fazla hakların saklı tutulduğu belirtilmiştir.Davalı taraf temyiz incelemesine konu davanın, daha önce açılan Keşan Birinci Asliye (AilE. Hukuk Mahkemesinin 2010/133 Esas sayılı dava ile derdest bulunduğunu bildirerek sürede derdestlik ilk itirazında bulunmuştur. Derdestlik itirazının söz konusu olabilmesi için aynı davanın iki defa ayrı ayrı açılmış olması gerekir. Somut olayda incelemeye konu davada daha önce açılan yukarıda esas numarası yazılı davada ileri sürülmeyen istekler talep konusu edilmiştir. Derdest olduğu kabul edilen dava ile temyize konu davanın konusu aynı değildir. Her iki davanın tarafları ve sebebi aynı ise de, konusu (müddeabih) aynı olmadığından derdest-lik itirazının kabulü ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsiz bulunmaktadır. Mahkemece yapılacak iş; öncelikle taraflar arasında görülen boşanma davasına ilişkin dosyanın getirtilerek boşanmaya hükmedilmiş olması durumunda hükmün kesinleşip kesinleşmediğinin belirlenmesi, sonra davanın irtibat nedeniyle halen derdest bulunduğu takdirde Keşan Birinci Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/133 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesinin düşünülmesi, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanarak değerlendirilmesi ve davanın esası bakımından bir karar verilmesidir. Davanın yazılı gerekçeyle reddi doğru değildir.Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 26.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.