Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3070 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 283 - Esas Yıl 2010





Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yargılaması sonunda mahkemece davacının talebinin boşanmadan kaynaklanan manevi tazminat ve katkı payına yönelik maddi tazminata ilişkin olduğu, TMK'nın 178.maddesi gereğince boşanmadan kaynaklanan tüm dava haklarının boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağının hükme bağlandığı, davada ki taleplerin de boşanmanın sona ermesinden kaynaklanan dava hakları niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar 12.02.1981 tarihinde evlenmiş, 16.08.2001 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 15.07.2003 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar mal ayrılığı rejimi ge-çerlidir.Dosya kapsamı, toplanan deliller ve HUMK'un 76. maddesi karşısında davacı vekilinin boşanma davasının açıldığı 16.08.2001 tarihinden önce evlilik birliğinde taraflar ve müşterek çocuk adına açılan banka hesaplarında bulunan ve boşanma davası açıldıktan sonra davalının çektiği paralar ve 23.07.1990 tarihinde davalı adına alınarak tapuya tescil edilen 936 ada 595 parsel üzerindeki binanın 15 numaralı bağımsız bölümü üzerinde katkı payı alacağı ile davalının haksız şikayeti sebebiyle itibarının sarsılmasından kaynaklanan manevi tazminat isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu hesaplar ile bağımsız bölümün eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde açıldıkları ve taşınmaz alınarak davalı adına tescil edildiğinden uyuşmazlığın Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir.Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi uyarınca; kural olarak alacak davaları on yıllık zamanaşımına tabidir. Borçlar Kanunu'nun 125. maddesindeki “bu konuda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde herdava on senelik müruru zamana tabidir” hükmündeki (her dava) sözcüklerini “ bütün alacaklar ” şeklinde anlamak gerekir. TMK'nın genel nitelikli hükümler kenar başlığını 5.maddesi uyarınca Borçlar Kanunu'nun zamanaşımına ilişkin hükümleri uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır. Bu açıklamalar karşısında yerel mahkemece yanlışa düşülerek 4721 sayılı TMK'nın 178. maddesindeki 1 yıllık zamanaşımının uygulanması doğru olmamıştır.Mahkemece yapılması gereken iş, iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek uyuşmazlığın esası ve davacının talepleri hakkında bir karar vermek olmalıdır.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine07.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.