Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 306 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15396 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Mersin 3. Aile MahkemesiTARİHİ : 05/03/2013NUMARASI : 2012/741-2013/159N.. P.. ile S.. P.. aralarındaki katkı payı davasının reddine dair Mersin 3. Aile Mahkemesi'nden verilen 05.03.2013 gün ve 741/159 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, H. P.k'un 21.02.2011 tarihinde ölümüyle geriye sağ eş davacı ve murisin annesi davalının kaldığını, murise ait taşınmaz, araç, banka hesabındaki para ve dolmuş hattından oluşan mal varlığının evlilik birliği içinde davacının kişisel malı da kullanılarak edinildiğini ve murisin ölümünden sonra bir takım borçların davacı tarafından ödendiğini açıklayarak borçların ödenmesi ve mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan toplam 35.000 TL'nin davalıdan tahsiline ve dava konusu taşınmazın TMK'nun 255. maddesi gereğince sağ kalan eş davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili zamanaşımı ve davacının katkısı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davacı tarafından murisin ölümünden sonra yapılan ödemelere ilişkin istek genel hükümlere ilişkin bulunduğundan bu isteğin tefriki ile talep halinde görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine ve mal rejiminin tasfiyesine ilişkin isteğin ölüm tarihi ile dava tarihi arasında 1 yıllık süre geçtiğinden zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine, hükmün zamanaşımından redde ilişkin bölümü davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı ile H. P. 09.10.1992 tarihinde evlenmişler, H. P.'un 30.03.2007 tarihinde ölümüyle taraflar arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/1. maddesine göre bu tarihte sona ermiştir. Dava dilekçesinin içeriği dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kaydı, banka hesabının açıldığı tarih ve araç ile dolmuş hissesinin evlilik içinde edinilmiş olmasına göre istek mal rejiminin tasfiyesine ilişkindir.Hemen belirtmek gerekir ki, evliliğin boşanma nedeniyle sona ermiş olması halinde Daire 2010 yılından itibaren boşanma kararının kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 1 yıllık zamanaşımını oybirliği ile uygulamıştır. Ne var ki, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 Esas, 2013/520 Karar sayılı kararıylaedinilmiş mallara katılma rejimi bakımından TMK'nun 5. maddesi yoluyla 6098 sayılı TBK'nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresinin bu tür davalarda da uygulanacağı öngörülmüştür. Hal böyle olunca da, zamanaşımı süresi TBK 146. ( BK 125) maddesi gereğince 10 yıl olarak kabul edilmiştir. Bu durumda yargılamaya devam edilerek toplanacak delillerin sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.