Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30554 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24733 - Esas Yıl 2014





Y Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Elif Akbay Erdoğan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklının, borçlular Nidabey Coşkun ve Faysal Çağlayan Coşkun yönünden temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlunun yasal sürede icra dairesine verdiği dilekçesinde borca, işlemiş faize ve faiz oranına itiraz ettiği, alacaklı vekilinin itirazların kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır.İİK. nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir.Alacaklı tarafından icra takibine dayanak yapılan 17.04.2013 tarihli belgenin incelenmesinde; 150.000 Euro'nun 22.04.2013 tarihinde ödeneceğinin kayıtsız ve şartsız taahhüt edildiği ve borçlu Hasan Çağrı Coşkun tarafından imzalandığı, adı geçen borçlunun belge altındaki imzaya itiraz etmediği görülmüştür. Buna göre anılan belge borçlu Hasan Çağrı Coşkun yönünden kayıtsız şartsız borç ikrarını içermekle, İİK.nun 68. maddesinde yazılı belgelerdendir.Öte yandan, alacaklının temerrüt faizi isteyebilmesi için, takip dayanağı belgede vadenin bulunması ya da borçlunun temerrüde düşürülmüş olması zorunludur. Nitekim 11.12.1957 tarih ve 17/29 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da adi senette vadenin olması halinde, vade tarihinden itibaren faizin istenebileceği kabul edilmiştir(HGK. nun 22.03.2000 tarih ve 12-706/181 sayılı kararı). Takip dayanağı belgede vade mevcut olduğuna göre, alacaklının bu tarihten itibaren temerrüt faizi istemesi mümkündür.Diğer taraftan, 3095 sayılı Kanunun 2.maddesi uyarınca temerrüt faiz oranı, kural olarak aynı Kanunun 1.maddesinde belirlenen orandır (yasal faiz). Alacaklı bu miktarın üzerinde faiz istiyor ise bu konuda sözleşme sunmalıdır. Bunun yanında aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca sözleşme olmasa bile alacak ticari işten kaynaklanıyor ise alacaklı avans faiz oranı üzerinden temerrüt faizi isteyebilir.Somut olayda alacaklı tarafından faize ilişkin herhangi bir sözleşmeye dayanılmadığı gibi, takip dayanağı belge adi nitelikte olup, borcun ticari işten kaynaklandığı da İİK. nun 68. maddesinde yazılı belge ile ispatlanamamıştır. Bu durumda, alacağa 3095 sayılı Kanunun 2/1. maddesinin göndermesiyle aynı kanunun 1.maddesi uyarınca yasal faiz istenebilir.O halde mahkemece alacaklının itirazın kaldırılması isteminin, borçlu Hasan Çağrı Coşkun yönünden yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, istemin tümden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.