Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vekili avukat D. K..ile avukat D. Ç..geldi, karşı taraftan gelen olmadı. Karşı tarafa çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edildiği anlaşıldığından ve davalılarda duruşma isteminden vazgeçtiklerini beyan ettiklerinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı TOKİ'ye vekaleten S...A.Ş'den “S... Olympiakent” adlı projeden 3.bölge . ada, .. parseldeki B38 nolu villayı 21.05.2004 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi ile satın aldığını, villanın eksik ve ayıplarla teslim edildiğini, tüm çabalara rağmen eksiklerin tamamlanmadığını, çatlayan havuz zemininin yenilenmesi için yapılan çalışma esnasında havuzun şeklinin değiştirildiğini, yol yapımı nedeniyle siteyi çevreleyen tel örgülerin yer yer 200 m. geriye çekilerek site yeşil alanının daraltıldığını, tespit yaptırdığını, villanın %13 oranında değer kaybettiğinin anlaşıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 6.000-TL değer kaybının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş; ıslah ile talebini 30.375-TL’ye çıkarmıştır.Davalı S... A.Ş., villanın onaylı projesine uygun olarak yapıldığını, mahal listesinde belirtilen onaylı malzemelerin kullanıldığını, her aşamasında idare ve kontrol mühendisleri tarafından denetlendiğini, idare tarafından geçici kabulün yapıldığını ve yapı kullanma izin belgesinin alındığını, eksik ve hatalı imalat bulunmadığını, davacıtarafından iletilen tüm arıza ve eksikliklerin giderildiğini, proje dışındaki yolun villanın davacı adına tescilinden sonra ilgili belediye tarafından yapılan plan tadili ile genişletildiğini, tel çitlerin TOKİ’nin talimatı ile geri çekildiğini, kendilerinin bir kusurunun bulunmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.Davalı TOKİ, tespit raporunu kabul etmediklerini, taahhütlerin yerine getirildiğini, proje dışındaki yolun villanın davacı adına tescilinden sonra ilgili belediye tarafından yapılan plan tadili ile genişletildiğini, idarenin bir kusuru olmadığını, bu konuda idare aleyhine davacı tarafından açılan bir davanın da bulunmadığını, yol yapımı nedeni ile villanın değer kazandığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 28.375,00 TL.’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı villada oluşan değer kaybının ödetilmesi istemine ilişkindir.Davacı, satıcı TOKİ’ye vekaleten S... İnşaat ve Ticaret A.Ş’den “ S... Olympiakent ” adlı projeden 21.05.2004 tarihli sözleşme ile villa satın almış ve aldığı bu villa davacıya 11.06.2004 tarihinde tapuda devir edilerek fiilen de teslim edilmiştir. Davacı, villanın önünden yol geçmesi nedeniyle siteyi çevreleyen tel örgülerin yer yer 200 metre geriye çekilerek site yeşil alanının daraltıldığını, villanın çit manzaralı hale geldiğini ileri sürerek, bu ayıp nedeniyle satın aldığı villada meydana gelen ekonomik eksikliğin tazminini istemiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, dava konusu villanın satışından ve tapuda tescilinden sonra belediyenin hükümranlık haklarına dayanarak ve kamu yararı ilkesinden hareketle yaptığı imar planı değişikliği nedeniyle proje dışındaki yolun genişletilmesinde ve bu nedenle tel örgülerin geri çekilmesinde davalıların bir kusuru söz konusu olamaz. Böyle bir durumda, idari işlemin yapıldığı tarihte kayden malik olan davacının idareye karşı dava açma hakkı mevcuttur. Bu durum, hükme esas alınan 25.05.2010 tarihli bilirkişi raporunda da aynı şekilde değerlendirilmiştir.2013/28728-2014/30273Ancak mahkemece, villanın yer aldığı 462 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırının davacıya ait villanın havuzunun bitimine denk geldiği, başka bir ifadeyle havuz ile parsel sınırı arasında 50-70 cm mesafe bulunduğu, makette 3. bölgedeki adaları çevreleyen duvarların bulunmadığı, bu adaların önündeki yeşil alanın maket sınırına kadar devam ettiği, böylece maketteki yeşil alanın konut maliklerine ait olduğu intibaı yaratıldığı, oysa yeşil alanın davacıya ait villanın mülkiyet sınırının dışında kaldığı, davacının makette yer alan görüntü ile yanıltıldığı, bu durumun "kullanım amacı bakımından değeri ve tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan" gizli ayıp niteliğinde olduğu gerekçesiyle bilirkişi raporunda hesaplanan 19.875-TL değer azalmasının da davalılardan tahsiline karar verilmiştir.Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. maddesinin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır.Buna göre; satılan maldaki ayıp açık ayıp niteliğinde ise, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde; gizli ayıp niteliğinde ise, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir.Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece gizli ayıp olarak nitelendirilen “makette dava konusu villanın bulunduğu 3. bölgedeki adaları çevreleyen duvarların bulunmaması, bu adaların önündeki yeşil alanın maket sınırına kadar devam etmesi, yeşil alanın davacıya ait villanın mülkiyet sınırının dışında kalması” durumunun davacının satın aldığı villanın ekonomik değerini düşüren açık ayıp olduğu, davalıların bu ayıbı gizlemek için herhangi bir hileye başvurmadıkları, davacının bu ayıptan villayı satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği, tapu kayıtlarının aleni olduğu kuşkusuzdur.Davacının teslim aldığı villa nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı da2013/28728-2014/30273anlaşılmaktadır.Her ne kadar, 4.madde de konut satışlarında zaman aşımı süresi beş yıl olarak öngörülmüş ise de, villayı satın alan davacı, açık ayıp halinde, malı teslim aldığı tarihten itibaren otuz gün içerisinde satıcı veya malike ayıp ihbarında bulunur ise, bu durumda malı teslim aldığı tarihten itibaren beş yıl içerisinde 4077 sayılı Kanun’a dayanarak dava açabilecektir.Hal böyle olunca, yeşil alanın daraltılması iddiası yönünden mahkemece ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddi gerekirken yanlış değerlendirme ve yazılı gerekçe ile davanın bu yönden de kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 485,00 TL. temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 1.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.