Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 301 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 28779 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : Fethiye İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/01/2012NUMARASI : 2011/154-2012/20Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda; borçluya yapılan tüm tebligatların Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre usulsüz olarak tebliğ edildiğini, şartname, askı tutanağı ve indirme tutanağının ayrı ayrı düzenlenmesi gerekirken tek tutanak düzenlendiğini, katılımcılar arasında ihaleden önce anlaşma olduğunu ileri sürürek ihalenin feshini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 02.11.2011 tarihli duruşmada gider avansını yatırması için süre verilmesine rağmen yatırılmadığı, asıl takip dosyası getirtilmediğinden tebligata ilişkin şikayetin tespit edilemediği ve davacının asıl dosyanın getirtilmesi için gerekli masrafı yatırmadığından istemin reddine karar vermiştir.İİK. nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 10.maddesinde tebligatın, muhatabın bilinen en son adresine yapılacağı belirtilmiş, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasa ile eklenen aynı maddenin ikinci fıkrasında ise aynen “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır” hükmü getirilmiştir.Tebligat Kanununun 35. maddesinin 1. fıkrasına göre; "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır." 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 11.01.2011 tarih ve 6099 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile değişik Tebligat Kanunu'nun 35.maddesinin 2. fıkrasında "Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın birnüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır" düzenlemesi yer almaktadır. Söz konusu maddeye göre, tebligat yapılabilmesi muhatabın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin bulunmaması şartına bağlanmıştır. Adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin tespit edilmesi halinde 6099 sayılı kanun ile değişik 7201 Sayılı Tebligat kanununun 21/2.maddesi gereğince tebligat yapılacaktır.Somut olayda, borçluya yapılan satış ilanı tebligatı yukarıda anılan Tebligat Kanunu'ndaki 19.01.2011 tarihli değişiklikten sonra Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre yapılmıştır. Bu durumda mahkemece, tebliğ tarihi itibariyle adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin bulunup bulunmadığı araştırılarak, yukarıda açıklanan kurallar doğrultusunda satış ilanı tebliğinin usulüne uygun olup olmadığının tespit edilmesi, tebligatın usulsüz olduğunun anlaşılması halinde ise süre, ıttıla tarihinden itibaren başlayacağından, şikayetin süresinde olduğunun kabulü ile Dairemizin süregelen içtihatlarına göre satış ilanı tebliğindeki usulsüzlüğün başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu gözönüne alınarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.Öte yandan olay tarihinde uygulanması gereken HUMK.nun 62, Avukatlık Kanununun 41, Tebligat Kanununun 11.maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebligat zorunludur. Fethiye İcra Mahkemesi'nin 03.11.2010 tarih 2010/171-676 sayılı kıymet takdirine itirazında borçlunun vekille temsil edilmesine rağmen, vekil yerine asile satış ilanı tebligatı yapılması da başlı başına usulsüzlük nedenidir. Ayrıca mahkemece, borçluya gider avansının yatırılması için kesin süre verildiğinden bahisle de istemin reddine karar verilmişse de; dosyada borçlu vekiline bu konuda yapılan bir tebligat olmadığı gibi yukarıda açıklandığı üzere Tebligat Kanunu'ndaki değişiklikten sonra anılan yasanın 35.maddesine göre yapılan tebligatın usulsüzlüğü için asıl takip dosyasının da celbine gerek bulunmamaktadır.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.