Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 30042 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22662 - Esas Yıl 2014
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Borçlular vekili icra mahkemesine başvurusunda, borçlu şirketler hakkında İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/5 Esas 24.01.2013 tarihli kararı gereğince "iflas erteleme tedbir kararı" verilmiş olduğundan bahisle, tedbir kararından sonra başlatılan takibin iptalini, borçlulara ödeme emri ekinde takip dayanağı belgelerin gönderilmediği gerekçesiyle ödeme emrinin iptalini ve asıl borçlu aleyhine yapılan icra takibinin kesinleşmesi olanaksız olduğundan, kefil aleyhine de bununla bağlantılı olarak icra takibi yapılmasının olanaksız olduğunu bildirerek borçlulardan S.. D..'ın kefil olduğu asıl borçlulara yapılan takip semersiz kalmadan kendisine başvurulamayacağından kefil hakkındaki takibin iptalini talep etmiş, mahkemece borçluların tüm itiraz ve şikayetlerinin reddine karar verilmiştir.Mahkemece verilen bu ret kararı borçlular vekili tarafından temyiz edilmiş; mahkeme kararı, Dairemizin 26.09.2013 tarih, 2013/21152 E. ve 2013/3009 K.Sayılı ilamı ile temyiz istemi kısmen kabul edilerek; “…İstanbul 17.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/5 Esas sayılı dosyasında, borçlu tarafça iflasın ertelenmesi davası açıldığı, bu dosyada mahkemece 24/01/2013 tarihinde “İİK'nun 206. Maddesinin 1. Sırasında yazılı alacaklara ilişkin olanları hariç olmak üzere 6183 sayılı yasaya ilişkin ve hangi sebebe dayanırsa dayansın davacı şirketler hakkında yapılan icra takipleri ile şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile bankalardaki hesapları ve paraları üzerinde 3. kişilerce yapılacak icra takipleri, ihtiyati haciz ve tedbir uygulamalarının durdurulmasına" yönelik ihtiyati tedbir ara kararı verildiği, bu karardan sonra 08/04/2013 tarihinde takip yapıldığı görülmüştür.O halde mahkemece bu konuda inceleme yapılarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece içeriği özetlenen bu bozma ilamına uyulmasından sonra bu kez, temyiz incelemesine konu işbu karar ile takibin iptali talebinin reddine karar verildiği, kararın borçlular vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/5 Esas sayılı dosyasında görülen iflasın ertelenmesine ilişkin dava ile ilgili 24.01.2013 tarihli ara kararının 3. fıkrasında, "...hangi sebebe dayanırsa dayansın davacı şirketler hakkında yapılan icra takipleri ile şirketin menkul ve gayrımenkul malları ile bankalardaki paraları ve hesapları üzerinde 3. kişilerce yapılacak icra takipleri, ihtiyati haciz ve tedbir uygulamalarının durdurulmasına..." karar verildiği, bilahare aynı mahkemenin 11.03.2013 tarihli ek karar ve tavzih başlıklı kararının 1 fıkrasının c bendi ile "Tedbir kararından sonra her iki şirkete yönelik takip yapılamayacağı" na karar verildiği görülmektedir.Somut olayda, genel haciz yolu ile takip, alacaklı tarafından sözü geçen her iki tedbir kararından sonra 08.04.2013 tarihinde başlatılmıştır. İcra takibinin borçluların itirazı üzerine durmuş olması ve talep üzerine icra müdürlüğünce hacizlerin kaldırılmış olması ise borçlu şirketlerin bu tedbir kararını gerekçe göstererek icra mahkemesi nezdinde takibin iptalini istemesine engel değildir.O halde mahkemece, tedbir kararından sonra açılan takibin borçlu şirketler yönünden iptaline karar verilmesi gerekirken, borçlu şirketlerin bu husustaki isteminin reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ :Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca borçlu şirketler yararına (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.