MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaHÜKÜM : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkûmiyetDÜŞÜNCE : Onama, bozmaİlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Mağdure hakkında Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca düzenlenen 27.02.2013 tarihli, ... sayılı ve Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunca düzenlenen 26.03.2015 tarihli, ... sayılı raporlarda “mahkemenizce cinsel saldırının gerçekleştiğinin sübutu ve tespiti halinde, ruh sağlığındaki mevcut etkilenmenin cinsel saldırıya bağlı geliştiğinin kabulünün uygun olacağı şeklinde bilgi verilmesine karşılık, ruh sağlığının bozulup bozulmadığı konusunda görüş bildirilmediği anlaşıldığından, tam bir vicdani kanı oluşabilmesi için dosyanın Adli Tıp Genel Kuruluna gönderilerek anılan suç nedeniyle mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda görüş sorulup ek rapor aldırılarak sonucuna göre, cinsel saldırı suçundan kurulan hükümde sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 102/5. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi gerekirken, mevcut raporlarla yetinilerek eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Kayden 15.12.1993 doğumlu olan mağdurenin suç tarihinde on sekiz yaşından büyük olmasına rağmen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan hüküm kurulurken koşulları oluşmadığı halde sanığın cezasının 5237 sayılı TCK'nın 109/3-f maddesi uyarınca arttırılması ve 5271 sayılı CMK'nın 226/2. maddesine aykırı olarak, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan TCK'nın 109/5. maddesinin uygulanması,Hükümden sonra Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.