Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2983 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 27869 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkDolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.Fikir ve eylem birliği içerisinde hareket eden sanıklardan Hüseyin’in önce katılanı telefonla arayarak kendisini...... belediyesi yazı işleri müdürü olarak tanıtmasından sonra .........yanına göndereceğini, 6 ton kömür istediğini beyan etmesi üzerine sanık ....... piyasadan temin etmiş olduğu araçla gidip kömürü aldığı, daha sonraki günlerde katılanı arayan kişinin kendisini ...... olarak tanıtarak,........ ile birlikte olduklarını söylemek suretiyle 7 ton kömür daha istediği, sanık .......... yine piyasadan temin edilen araç ile gidip kömürü alıp boş araziye indirttiği, üçüncü sipariş üzerine katılanın .......belediyesini arayarak durumu öğrenmesi nedeniyle olayın ortaya çıktığının iddia edildiği olayda;1-Sanık ....... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sanığın yüzüne karşı verilen 23.03.2012 tarihli hükme yönelik olarak yasal süresi geçtikten sonra yapmış olduğu 06.04.2012 günlü temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,2-Sanıklar ...... ve ........haklarında dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyları dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c. maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, anılan maddenin verdiği yetkiye istinaden adı geçen sanıklar hakkında kurulan hüküm fıkralarından, 5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin tamamen çıkartılıp yerlerine, "5237 sayılı TCK'nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın “c” bendinde yer alan, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.