Borçlu TY İnş. Müh. Tic. Ltd. Şti.'nin temyiz isteminin incelenmesinde tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre temyiz itirazlarının reddine,Borçlu Ö. Y.'nini ttemyizisteminin incelenmesine sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı F. Isıtma ve Klima Sistemleri Ticaret ve Servis A.Ş. borçlular TY İnş. Müh. San ve Tic. Ltd. Şti ile ÖY Hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamı takibe geçmiş,Takibinde Özge Y. Tarafından verilen 16.7.2007 tarihli “TY İnş. Müh. San. Ve Tic. Ltd. Şti.'nin F. Isıtma ve Klima Sistemleri San. Tic. ve Servis A.Ş. firmasına olan veya oluşacak borçlarına karşılık 300.000 TL bedelle TY İnş. Müh. San ve Tic.Ltd.Şti lehine ipotek tesisini gösterir ipotek akit tablosuna ve borçlulara gönderdiği “cari hesap sözleşmesinin” kat edildiğine dair ihtarnameye dayanmıştır.Borçlu Ö.Y. Süresinde icra mahkemesine başvurmuş muaccel bir alacak bulunmadığını bildirerek takibin iptalini istemiş, İcra Mahkemesince istem İKK'nın 150/1. maddesi gereği hesap kat'ına 8 gün içerisinde itiraz edilmediği gerekçesiyle esastan reddedilmiştir.İKK'nın 150/1. maddesinde“borçlu cari hesap veya kısa orta uzun vadeli krediler şeklinde işleyen nakdi veya gayrınakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu, kayıtsız şartsız bir para borcunu ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait carihesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının uaccel kılınmasına dair hesap özetinin veya gayrı nakdi kredinin ödenmiş olması sebebiyle tazmin talebinin noter marifetiyle krediyi kullanan tarafa gönderildiğine dair noterden tasdikli bir sureti İcra Müdürlüğüne ibraz ederse İcra Müdürü İKK'nın 149. maddesi gereğince işlem yapar” hükmüne yer verilmiştir.İKK'nın 149. maddesi ise;İpotek akit tablosunun kayıtsız, şartsız para borcu ikrar ihtiva etmesi ve alacağın muaccel olması halinde icra emri gönderileceğini öngörmektedir.Her ne kadar İKK'nın 150/1 maddesinde; krediye kullandıran taraf sözcüğüne yer verilmiş ise de, maddede yer verilen “borçlu cari hesap, kısa, orta, uzun vadeli kredi ve gayrınakdi kredi” terimleri münhasıran banka hukukuna ait terimlerdir.Banka hukukunda borçlu cari hesap “banka müşterisinin bir limit dahilinde çeşitli nakdi ve gayrınakdi krediler kullandığı” (yani “hesaptan para çektiği, havale ve temlik yaptığı ya da teminat mektubu, aval ve kefalet gibi bankanın itibarına dayanan krediler talep ettiği) sözleşmeyi ifade eder.Banka müşterisi borçlu cari hesabın vadeli olması halinde vade sonunda vadesiz olması halinde ise hesap kesilerek sözleşme sona erdiğinde kredi borcunu ödeyebileceği gibi, kredi süresi içinde de vadesi gelmemiş kredi borcunu kısmen veya tamamen ödeyerek cari hesaptaki borcunu her zaman azaltabilir veya sıfırlayabilir. Ne var ki, borcundan fazla ödeme yaparak alacaklı duruma geçemez.Dolayısıyla İKK'nın 150/1 maddesinde anılan “borçlu cari hesap” terini her türlü cari hesap sözleşmesini kapsayacak genişlikte değildir.Borçlu cari hesap Ticaret Kanunu'nun 87. maddesindeki tanımda yer verilen “birbirinden olan alacakları ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçmek” unsurunu içermediğinden T.T.K.nunda belirlenen bir cari hesap sözleşmesi değildir.( Prof Dr.Ali Can Budak, İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İlamlı Takipler sayfa 165)Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli nakdi veya gayrınakdi şeklinde işleyen sözleşmelere bankaların dışında başka bir gerçek veya tüzel kişinin taraf olması yürürlükteki durum karşısında kural olarak söz konusu değildir.Bu sebeple maddedeki ayrıcalıktan sadece bankalar yararlanabilir ve İKK'nın 150/1 maddesinde yer verilen borçlu cari hesap şeklinde işleyen krediyi kullandıran tarafın ancak bir banka olaileceğinin kabulü gerekir. (Erdal Tercan-İpoteğin Paraya Çevrilmesinde Kredi Kurumlarının Özel Durumu sayfa 90)Yukarıda yapılan açıklamalar ve belirtilen görüşlerden de varılacak sonuca göre İcra takibi kayıtsız, şartsız borç ipoteğine değil de, somut olayda olduğu gibi üst sınır (limit) ipoteğine dayalı olarak başlatılmış ise alacaklı banka ancak maddede sözü edilen krediler sebebiyle borçluya İKK'nın 68/b anlamında hesap özeti veya kat ihtarı tebliğ ettirmiş (veya tebliğ ettirmiş sayılabilmiş) ise ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılabilir.İcra takibine dayanarak ihtarnamelerde söz edilen “cari hesap sözleşmesi” bankaların kullandırdığı İKK'nın 150/1 maddesinde yazılı nitelikte bir kredi sözleşmesi olmadığından ve alacağın varlığıyla muacel olup olmadığı hususu yargılamayı gerektirdiğinden ilamlı icra yoluyla takibe konu edilemez.Bu durumda mahkemece şikayetin kabulü gerekirken husus göz ardı edilerek istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇBorçlu Ö. Y.'in temyiz itirazlarının kısmen kanbulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle BOZULMASINA 17.4.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.