Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2958 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 2661 - Esas Yıl 2012





Para ve teminat verilmesi hakkındaki ilamların icrası İİK'ın 32 ve ardından gelen maddelerde düzenlenmiştir.Anılan maddede “para borcuna veya teminat verilmesine dair ilam İcra Dairesi'ne verilince İcra müdürü borçluya bir icra emri tebliğ eder...”, İİK'nın “ilam mahiyetini haiz belgeler” başlığını taşıyan 38. maddesinde ise “Mahkeme huzurunda sulhler, kabuller ve para borcu ikrarını havi re'sen tanzim edilen noter senetleri ve temyiz kefaletnameleri ile icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir.” şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.İlgili yasa maddeleri ile yasa koyucu hangi belgelere dayanılarak ilamlı takip yapılabileceğini, önemine binaen titizlikle düzenlenmiş gerekli gördüğü yerlerde bunu özel kanunlarda belirleyip sınırlandırmıştır.Burada göz ardı edilmemesi gereken husus ise maddede yer verilen ilamların, icrası yorum gerektirmeyecek açık tahsil hükmü (eda hükmü) taşıyan ilamlar olduğu noktasıdır.Bu nedenle eda hükmü içermeyen “Tespite” ilişkin ilamlar icra takibine konu edilemez. Ancak, kesinleşmeleri halinde bu ilamlardaki vekalet ücreti ve yargılama giderine dayalı likit miktarların icra yolu ile infazı mümkündür.İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümü olup bu kısmın aynen infazı zorunludur. İcra mahkemesince hükmün (infaz edilecek kısmının) yorum yolu ile değiştirilmesi mümkün olmadığı gibi yeniden belirlenmesi de mümkün değildir. (HGK. 08.10.1997/12-517 E.1997/776 K.sayılı kararı)Bu kabule aykırı talepler içeren takipler ilama aykırılık yaratacağından icra mahkemesinde süresiz şikayet konusu yapılabilir. (HGK.21.06.2000 Tarih, 2000/12-1002 E)2577 sayılı İYUK 28/2.maddesi tam yargı davaları hakkındaki konularda verilen belirli (likit) bir miktar içerenlerin genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunacağı hükmüne yer vermiştir.Somut olayda takibe dayanak yapılan İstanbul 5. İdare Mahkeme-si'nin 24.10.2005 tarih 2004/2010 E.,2005/12231 K. sayılı kararında “dava konusu işlemin 116.752.290.000 TL.'lik kısmının iptaline.” karar verilmiş, ilamla davacı (alacaklının) davalı (borçluya-idareye) iptal edilen para cezası miktarınca borçlu olmadığı tespit edilmiş, likit bir miktarın ödenmesi yönünde eda hükmü oluşturulmamıştır. Bu durumda ilimanı kesinleşmesi halinde yargılama giderleri ve vekalet ücreti kalemlerin istenebilmesi dışında icra yolu ile infazı da mümkün değildir.İİK'ın 16/2.maddesinde, bir hakkın yerine getirilmesinden kaynaklanan şikayetler süre ile sınırlandırılmamıştır. İstem ilama aykırılığı içermekte ve ilama aykırılık şikayeti kamu düzenine ilişkin olduğundan İİK'nın 16/2. maddesi kapsamında değerlendirilip şikayet konusu asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden takibin iptaline karar verilmesi yerine şikayetin süreden reddi isabetsizdir.SONUÇBorçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA 17.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.