Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamsız takibe karşı şikayetçi borçlu vekilinin, satış ilanı dahil tüm tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.İcra takibinin dayanağı olan ipotek akit tablosunun incelenmesinde, alacaklı banka lehine doğmuş ve doğacak tüm alacakların teminatını teşkil etmek üzere, şikayetçi borçlu adına kayıtlı taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği, söz konusu taşınmazın 11.04.2014 ipotekle yükümlü olarak 3.kişi N.. C.. tarafından satın alındığı, asıl borçlunun şikayetçi S.. K.. olduğu, N.. C..'nin ise ipotekli taşınmaz maliki 3.kişi olduğu anlaşılmaktadır.İİK'nun 149/b maddesi gereğince; icra memuru, borçluya ve varsa taşınmaz sahibi üçüncü şahsa 60. maddeye göre birer ödeme gönderir. Anılan maddede sözü edilen bu husus, aralarında zorunlu takip arkadaşlığı olan borçlu ile rehin veren üçüncü kişi hakkında birlikte takip yapılmasını gerektirir.İcra müdürlüğünce yasanın emredici bu hükmüne rağmen taşınmazı takip tarihinden önce satın alan yeni malike ödeme emri gönderilmemesi ve dolayısı ile taşınmazın yeni malikine itiraz ve def ilerini ileri sürme hakkı verilmemesi yasaya aykırıdır. Bu eksiklik ancak HMK'nun 124. maddesine göre, alacaklı tarafından, taşınmazı takip tarihinden önce ipotek yükümüyle alan kişiye karşı ek takip talebinde bulunulup icra emri gönderilmesi suretiyle sonradan tamamlatılabilir. Bu husus takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebilir.Somut olayda, ihale konusu edilen ipotekli taşınmazı takipten evvel satın alan N.. C..'nin asıl borçlu yanında borçlu olarak gösterilmeden takip yapıldığı, tapu kayıtlarının gelmesi üzerine icra müdürlüğünce durumun fark edilerek, adı geçen malik, takibe dahil edilmeden sadece kıymet takdiri ve satış ilanı tebliğ edilmek sureti ile satışın yapıldığı görülmektedir. İpotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan bu husus, mahkemece re'sen gözönünde bulundurulmalıdır. İpotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye satış ilanı tebliğ edilmesi usulsüz olan icra takibini usulüne uygun hale getirmez.Bu durumda, HMK'nun 124. maddesi uyarınca alacaklı tarafından, N.. C.. için ek takip talebinde bulunulması gerekirken doğrudan kıymet takdiri ve satış ilanı tebliğ edildiğinden, N.. C..'nin usulünce takibe dahil edilmediği halde takibin yürütülmesi ve taşınmazın ihale yoluyla satılması doğru olmadığından mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir.Öte yandan, şikayetçi borçlunun, satış ilanı tebliğ edilen adresin kendi oturmadığı, kardeşinin oturduğu adres olduğunu beyan etmesine rağmen bu hususta araştırma yapılmadan karar verilmesi de doğru görülmemiştir.SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.