Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2939 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14541 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVACILAR : ... V.D.DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, ECRİMİSİLTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde, katılma yolu ile davacı vekili tarafından süresinden sonra temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davalının çekişmeye konu taşınmazı haklı bir nedenle kullandığını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili ile katılma yoluyla davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş, davalı vekilinin temyiz dilekçesi, davacılar vekiline, 09.05.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, davacılar vekili hükmü, 20.05.2014 tarihinde harçlandırdığı dilekçesi ile katılma yolu ile temyiz etmiştir.Davacılar vekili; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 16.07.1981 tarihli ve 2494 sayılı yasa ile değişik 433/2. maddesi hükmü gereğince yasal 10 günlük süreyi geçirdikten sonra katılma yolu ile hükmü temyiz ettiğinden, temyiz isteğinin SÜREDEN REDDİNE.Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Davacılar, kayden paydaşı oldukları zeytinlik vasıflı 340 ada 7 parsel sayılı taşınmaza davalının haksız yere müdahale ederek uzun yıllardır kullandığını ileri sürerek, davalının müdahale ettiği bölüme elatmasının önlenmesine, dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık şimdilik 10.000.-TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, davacılardan Şükrü'nün payını 12.10.1998 tarihinde banka kanalı ile 1 Milyar TL ödeyerek satın aldığını, ancak tapuda devrin yapılmadığını, öte yandan davacıların 1998 yılında verdikleri vekaletnameler ile taşınmaz üzerine kendi emeği ve parası ile zeytinyağı fabrikası yaptığını, taşınmazı davacıların rızası ile kullandığını, işgalci olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, aşamalarda ise, dava konusu yerle ilgili tapu kaydına şerh edilen hasılat kirasının bulunduğunu, süresi dolduktan sonra Borçlar Kanunu'nun 287. maddesi hükmü gereğince yenilendiğini, feshi hususunda ihtar gönderilmediğini, taşınmaz için ödediği ve yaptığı faydalı masraflar ödenmedikçe hapis hakkının bulunduğunu bildirmiştir.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından (4.3.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı kuşkusuzdur.Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınması veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış, değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini ve harcın yatırılmaması halinde de ne gibi bir mukteza tayin edileceğini 30. ve 32. maddelerinde hükme bağlamıştır.Somut olaya gelince; dava dilekçesinde sadece ecrimisil isteği yönünden değer bildirildiği, elatmanın önlenmesi isteği bakımından bir değer bildirilmediği, yargılama sırasında da elatmanın önlenmesi isteği bakımdan harç ikmali yapılmadığı görülmektedir.Hâl böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan değer üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir.Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yerolmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.