Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2938 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1146 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ECRİMİSİLTaraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, mülkiyet hakkına dayalı ecrimisil isteğine ilişkindir.Davacı, 379 ada 13, 18 ve 19 parsel sayılı taşınmazlarda ½ paydaş iken 19.04.2012 tarihinden itibaren payının ¾ olduğunu, anılan taşınmazlara davalıların haksız yere müdahale ederek kullanmaları sebebi ile açmış olduğu elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/144 Esas sayılı dosyasından kabul edildiğini ve elatmanın önlenmesinin yanısıra 18.09.2010 – 11.03.2011 tarihleri arası için taleple bağlı kalınarak 18.000.-TL ecrimisile hükmedildiğini, ancak davalıların halen müdahalesinin devam ettiğini ileri sürerek, 01.03.2012 tarihinden 01.09.2012 tarihine kadar mahrum kaldığı 28.580.-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, dava tarihine kadar ana paraya işlemiş olan 1.700.-TL' faizin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı firma, davanın haksız olduğunu, davacının dayandığı dava dosyasının karara çıkmasından sonra aralarında anlaşarak protokol yaptıkları için sözkonusu kararın temyiz edilmediğini, protokol gereğince edimlerini yerine getirdiğini, ancak davacının taşınmazın kendilerine kiraya verilmesi yönündeki edimini yerine getirmeyerek kötüniyetli olarak eldeki davayı açtığını belirterek davanın reddini savunmuş, aşamalarda da dava konusu parsellerden 18 nolu parseli kullanmadığını bildirmiştir.Davalı ..., savunma getirmemiştir.Mahkemece, davacının daha önceden açmış olduğu ecrimisil davasının 2011/144 Esas 2012/56 sayılı karar ile kabul edildiği, davacının daha sonradan taşınmazdaki payının devirler suretiyle arttığı, usul ekonomisi ve yargılamanın seri yürümesi açısından 2012/56 Karar sayılı dosya esas alınarak keşif yapılmadan evrak üzerinden alınan bilirkişi raporunun yeterli görüldüğü gerekçesi ile ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; ecrimisile konu dükkan ve arsa vasıflı 379 ada 13 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar ile arsa vasıflı 19 parsel sayılı taşınmazın 2/4 payı 06.05.2004 tarihinde satışa istinaden davacı, 02.11.1997 tarihinde intikale istinaden 1/4 payı dava dışı ..., 1/4 payı ise ... adına kayıtlı iken, davacının, ...'nun da paylarını satın alarak her üç taşınmazda 19.04.2012 tarihinde 3/4'er pay sahibi olduğu, davacının aynı taşınmazlarla ilgili davalılar aleyhine açmış olduğu elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24.02.2012 tarih, 2011/144 Esas, 2012/56 sayılı kararı ile kabul edilerek, davalıların çekişme konusu her üç taşınmaza elatmalarının önlenmesine ve 18.09.2010 ila 11.03.2011 tarihleri arası toplam 20.183,18 TL ecrimisil bedelinden taleple bağlı kalınarak talep edilen 18.000.-TL ecrimisilin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, anılan kararın temyiz edilmeden 23.03.2012 tarihinde kesinleştiği, davalı ...'ın anılan dosya arasına sunduğu 09.05.2012 tarihli dilekçe ile; davacı ile anlaşma yaptıklarını bildirip davacının vekili ile davalıların immzalarının bulunduğu ''Anlaşma Protokolüdür'' başlıklı tarihsiz adi belgeyi evrak arasına sunduğu anlaşılmaktadır.Ne var ki, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olduğu söylenemez.Şöyle ki; her ne kadar aynı yerlerle ilgili taraflar arasında ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/144 Esas 2012/56 Karar sayılı davadaki keşif yeterli görülerek evrak üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuca gidilmiş ise de, davalı firmanın açıkça evrak üzerinden alınan bilirkişi raporuna itiraz ederek keşif yapılmasını talep ettiği halde, taşınmazlar başında keşif yapılarak çekişmeye konu taşınmazların tamamının ecrimisil istenen tarihlerde davalıların tasarrufunda bulunup bulunmadığı belirlenmiş değildir.Hemen belirtmek gerekir ki; ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/144 Esas 2012/56 sayılı kararının, hükümden sonra tarafların anlaşması ve bu doğrultuda protokol yapmaları sebebi ile temyiz edilmeden, diğer bir söyleyişle Yargıtay incelemesinden geçmeden kesinleştiği de tartışmasızdır.Hâl böyle olunca, dava konusu taşınmazlar başında konusunda uzman bilirkişilerle birlikte keşif yapılarak, davaya konu taşınmazların, ecrimisil talep edilen tarihlerde davalıların kullanımında olup olmadığının şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmesi teknik bilirkişilerden bu doğrultuda denetime elverişli ve bilimsel verilere uygun rapor alınması, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/144 Esas 2012/56 sayılı dosya içeriği de değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.