MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacının davalı kurum abonesi olduğunu, kaçak elektrik kullanıldığı gerekçesi ile, davacı kurum tarafından kaçak elektrik tutanağı düzenlenip kaçak elektrik ve kaçak ek tahakkuk bedeli tahakkuk ettirildiğini, ancak bu tahakkukun usulsüz olduğunu beyan ederek, 78.357,90 TL bedelden davacının sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; davacının 23.501,90 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, verilen bu kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2014/364 Esas sayılı kararı ile "....Mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda, talep edilen kaçak elektrik ve ek tahakkuk bedelleri ayrı ayrı yönetmelik ve kurul kararlarında açıklanan yöntemle hesaplanmamış, mahkemece benimsenen bu bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuştur.Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, talep edilen kaçak elektrik ve kaçak ek tahakkuk bedellerinin ayrı ayrı yönetmelik ve kurul kararlarında açıklanan yöntemle hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınması, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir...." gerekçesi ile bozularak, mahkemesine iade edilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile, dava konusu faturanın 44.857,82 TL'lik kısmından davacının borçlu olmadığının tespitine, yargılama sırasında, davaya konu borcun ödendiği anlaşıldığından, 44.857,82 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bu paraya 20.08.2013 tarihinden itibaren yasal faiz tatbikine karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Kural olarak, bozma kararına uyulmakla; orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda mahkeme için zorunluluk doğar. Öte yandan, bozma kararı dışında kalan yönler ise kesinleşir.Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay'ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.Mahkemece bozma kararına uyulmakla birlikte, bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiş, kaçak ek tahakkuk hesabı yapılmamıştır.Hal böyle olunca, mahkemece; Dairemizin 2014/364 esas sayılı bozma ilamında da belirtildiği üzere, kaçak ek tahakkuk bedelinin de, yönetmelik ve kurul kararlarında açıklanan yöntemle hesaplanması konusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınıp, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.