Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2925 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5720 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali olmadığı taktirde tenkisi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı dilekçesinde, davalı ile kardeş olup aralarında hiçbir husumetin bulunmadığını, ortak muris olan babalarının taşınmazlarını davalıya bıraktığını, babalarının sağlığında tüm taşınmazları aralarında taksim ettiklerini, herkesin kendi payına düşen taşınmazı kullandığını, davalı kardeşinin de açılacak vasiyetnamenin iptali davasını kabul ettiğini beyan ederek, vasiyetnamenin iptaline (tenkise) karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde, vasiyetnamenin murisin son arzuları olup uyulması gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, vasiyetnamenin iptali davasının reddine karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak; HMK’nun 297.maddesinde bir hükmün neleri içermesi gerektiği düzenlenmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. (6100 sayılı HMK 297/2; 1086 sayılı HUMK 388)Davacı, dava dilekçesinde açık bir şekilde vasiyetnamenin iptali talebinin yanı sıra, tenkise de karar verilmesini talep ettiğine göre, mahkemece tenkis talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.