Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 29101 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22246 - Esas Yıl 2014





Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte taşınmazın alacağa mahsuben alacaklı bankaya ihale edildiği, alacaklı vekilinin tahsil harcı, cezaevi harcı,damga vergisi ve KDV harcından muaf olduklarını belirterek, memur işlemini şikayet ettiği , mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Vergi Kanunlarının Yeni Türk Lirasına Uyumu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında 01.01.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5281 Sayılı Kanun'un 8. maddesi ile 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun, damga vergisinden istisna edilen işlemleri kapsayan (2) sayılı tablosuna 35 numaralı fıkra eklenmiştir. Bu fıkraya göre; “5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (12) numaralı bendi kapsamındaki işlemler nedeniyle düzenlenen kâğıtlar,” damga vergisinden istisna tutulmuştur.5422 Sayılı Kanun, 21.06.2006 tarih ve 26205 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 13.06.2006 tarihli 5520 sayılı "Kurumlar Vergisi Kanunu"nun 36. maddesi gereği yürürlükten kaldırılmış ise de, 21.06.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun Geçici 1/5. maddesindeki; “Diğer kanunlarla 5422 sayılı Kanuna yapılmış olan atıflar, ilgili olduğu maddeler itibarıyla bu Kanuna yapılmış sayılır” düzenlemesi karşısında, 488 Sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tablonun 35. fıkrasına yapılan atfın, 5520 sayılı Kanun'un 5. maddesine yapıldığının kabulü gerekir.5520 Sayılı Kanun'un 5/1-f maddesi gereğince; “Bankalara borçları nedeniyle kanunî takibe alınmış veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na borçlu durumda olan kurumlar ile bunların kefillerinin ve ipotek verenlerin sahip oldukları taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının, bu borçlara karşılık bankalara veya bu Fona devri….”, istisna kapsamında sayıldığına göre, bankaların yalnızca kredi sözleşmesinden kaynaklanan değil, her türlü alacaklarının tahsili için yaptıkları icra takibi nedeniyle yapılan ihale sonucu taşınmazı alacaklarına mahsuben almaları halinde, anılan işlemin damga vergisinden müstesna olduğunun kabulü gerekmektedir.3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde; “Türkiye'de yapılan aşağıdaki işlemler Katma Değer Vergisine tâbidir” hükmü yer almaktadır. Aynı Kanun'un 1. maddesinin (d) bendinde, müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların Katma Değer Vergisine tâbi olduğu hükme bağlanmış olup; 19. maddenin birinci bendinde ise; “Diğer kanunlardaki vergi muafiyet ve istisna hükümleri bu vergi bakımından geçersizdir. Katma değer vergisine ilişkin istisna ve muafiyetler ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir” hükmü öngörülmüştür.Yasa koyucu Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 11. ve sonraki maddelerinde ,kanunun 1. maddesine göre KDV'den sorumlu olanlarla ilgili olarak bazı hallerde muafiyete ilişkin düzenlemeler getirmiştir.Katma Değer Vergisi Kanunu'nun "Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar" başlıklı 17. maddesinin (r) bendi ile; "... bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimleri" istisna kapsamında tutulmuştur. Bu durumda, alacaklı banka alacağına karşılık borçluya ait taşınmazı cebri icra yolu ile aldığı takdirde Katma Değer Vergisi'nden müstesnadır.Somut olayda, alacaklı banka, borçlu hakkında başlattığı takip sırasında yapılan ihalede borçluya ait taşınmazı alacağına mahsuben aldığına göre; yukarıda açıklandığı üzere; alacaklı banka Katma Değer Vergisi uygulamasından müstesna olduğu için kendisinden bu konuda ödeme yapılması istenemez.O halde mahkemece, alacaklının damga vergisi ve katma değer vergisine yönelik şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken; istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının Damga Vergisi ve KDV yönünden yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.