Davacı H.. D.. vekili Avukat F.. E.. tarafından, davalı A.. İ.. aleyhine 04/04/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/11/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ve vasisi S.. İ.. tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eyleme dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalının kendisine iftirada bulunulduğunu belirterek manevi tazminat istemiştir.Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davalı hakkında mahkumiyet kararı olması da esas alınarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.6100 sayılı H..'nun 114/d maddesi gereğince ".." dava şartıdır. Aynı kanunun 27. maddesi “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.” hükmünü düzenlemektedir.Dosya içeriğinden; davalının, dava tarihinde vesayet altında olduğu anlaşılmaktadır. Buna rağmen dava dilekçesinin, davalının vasisine tebliği ile yargılamaya vasinin katılımı sağlanmadan, kısıtlı davalıya tebliğ ile yetinilip karar verilmesi, davalının savunma hakkının kısıtlanması niteliğindedir. Davalı vasisine tebligat yapılarak savunma ve delilleri toplandıktan sonra hüküm kurulması gerekir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.