Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2897 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 898 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : AYVACIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/07/2009NUMARASI : 2007/25-2009/198Taraflar arasında görülen davada;Davacı, davalı belediye adına rıhtım vasfıyla idari yoldan tescil edilen 1469 parsel sayılı taşınmazın 1941/10 sıra nolu tapu kaydına istinaden 3402 Sayılı Yasanın 22.maddesi değişikliği uyarınca çıkarılan 2006/8 sayılı genelgeye göre oluşturulan sicilin krokiye ve haritaya bağlanmadığını, ayrıca 1.derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığını, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek, tapunun iptali ile 1.derece arkeolojik sit alanı şerhi düşülmek suretiyle Hazine adına tescili isteğinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacı iddiası sabit görülmeyerek, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; dava konusu taşınmazın 9.9.1941/10 sıra nolu tapu kaydı ile 6000 m2 miktarlı "maa kordon iskele" vasfı ile 26.11.1932 tarih 45/87 nolu Asliye Hukuk Mahkemesinin ilamına istinaden " 50 küsür seneden beri nizasız ve fasılasız malik sıfatı ile hüsnüniyetle Ayvacık Belediyesi şahsiyeti maneviyesinin tasarruf ve temellükünde" olduğu gerekçesiyle, Ayvacık Belediyesi adına tescil edildiği, daha sonra yapılan kadastro çalışmalarında anılan yerin tescil harici bırakıldığı 16.10.2006 tarihinde "Rıhtım" vasfı ile .parsel 858.08 m2 olarak idari yoldan belediye adına sicil oluşturulduğu, davacı Hazine'nin, yapılan tescilin yolsuz nitelikte olduğunu ileri sürerek, eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tapu kaydı ve tescil ilamına istinaden davalı belediye adına tescilinde bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle, dava reddedilmişse de;Hemen belirtmek gerekir ki; 26.11.1932 tarih 45/87 nolu tescil ilamında Hazine taraf olmadığından anılan tescil ilamının Hazine'yi bağlamayacağı açıktır.Öte yandan, anılan yerin 28.11.1997 tarih 5/3 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca belirlenen kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kalmadığı sahil şeridin de kaldığı da sabittir.Gerek Kıyı Kanunu, gerekse buna bağlı 2634 Sayılı Turizm Teşvik Yasasında ve 5393 Sayılı Yasada (79.md.) bu nitelikteki taşınmaz mülkiyetinin belediyeye ait olacağı yönünde bir düzenlemeye de yer verilmiş değildir.5519 Sayılı Yasa hükmü uyarınca; [Belediyenin 3402 Sayılı Yasanın 14.maddesi koşullarından istifade edemeyeceği, bazı ayrık durumlar dışında (örneğin 3194 Sayılı Yasanın 18-2918/3290 Sayılı Yasanın 10/c maddesi gibi)] mahkeme kararı olmaksızın idari yoldan alınan tapu kaydının hukuki değerinin bulunmayacağı ve Hazine'yi bağlamayacağı tartışmasızdır.Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler ve yasal düzenlemeler dikkate alındığında davalı adına oluşan sicilin Türk Medeni Kanunu'nun 1025.maddesi kapsamındaki yolsuz tescil niteliğinde olduğu gözetilerek, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddedilmiş olması doğru değildir.Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.