Ceza Genel Kurulu 2013/15-239 E. , 2013/289 K. BİLİŞİM SİSTEMİNİN ARAÇ OLARAK KULLANILMASI SURETİYLE DOLANDIRICILIK BASIN YAYIN ARAÇLARININ SAĞLADIĞI KOLAYLIKTAN YARARLANARAK DOLANDIRICILIK İNTERNET ARACILIĞIYLA SATIŞ İLANI TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 157 TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 158"İçtihat Metni"Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık E. T.'in 5237 sayılı TCK’nun 158/1-f-son, 62, 52 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 500 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 07.12.2011 gün ve 126-174 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 28.11.2012 gün ve 13298-44454 sayı ile;“…Somut olayda; sanığın www.sahibinden.com isimli internet sitesine satılık otomobil ilanı verdiği, bu ilan sonrasında telefonla kendisi ile irtibat kuran kişilerle otomobil satışı konusunda pazarlık yaptığı, avans veya masraflar şeklinde paralar havale etmelerini istediği, müştekinin de bu şekilde sanığa 250 TL parayı havale yoluyla gönderdiği, sanığın gönderilen havale bedelini çektiği halde bir daha müşteki ile görüşmediği şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK'nun 158/1-g maddesinde düzenlenen basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu teşkil ettiği gözetilmeksizin suç vasfında yanılgıya düşülerek TCK'nun 158/1-f maddesinde düzenlenen banka ve kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 19.01.2013 gün ve 156205 sayı ile;“…İnternet ilanının hileli hareketlerin gerçekleştirilmesi ve müştekinin aldatılmasına etkisinin bulunmaması nedeniyle eyleminin, 5237 sayılı TCK’nun 157/1 maddesinde hükme bağlanan basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağı düşünülmektedir.” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.CMK'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 15. Ceza Dairesince 13.02.2013 gün ve 1233-2639 sayı ile, itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.TÜRK MİLLETİ ADINACEZA GENEL KURULU KARARISuçun sübutuna ilişkin bir uyuşmazlık bulunmayan somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, suç niteliğinin belirlenmesine ilişkindir.İncelenen dosya içeriğinden;Sanığın www.sahibinden.com isimli internet sitesinde araç satışı için ilan verdiği, müştekinin internetteki ilanı görüp sanığı telefonla aradığı, müşteki ile sanığın aracın 15.500 Lira bedelle satılması konusunda anlaştıkları, sanığın müştekiden kaparo istediği, müştekinin 250 Lira kaparoyu 18.03.2009 tarihinde sanığın posta çeki hesabına yatırdığı ve sanığın aynı gün bu parayı çektiği,Müştekinin aşamalarda özetle; internette sanığın verdiği ve fiyatı emsallerine göre 3000-4000 Lira ucuz olan araba satış ilanını gördüğünü, telefonda sanıkla pazarlık yaptığını, 15.500 Lira bedelle aracın satımı konusunda anlaştıklarını, sanığın kendisinden kaparo istediğini, sanığın verdiği posta çeki hesabına 250 Lira para yatırdığını, sanığı tekrar aradığında telefonunun sürekli kapalı olduğunu, bu durumdan şüphelenerek komşusu H.Ç.e sanığın telefon numarasını verdiğini, sanık aynı araç için ondan da kaparo isteyince dolandırıldığını anladığını beyan ettiği,Sanığın ise özetle; internette bir ilan vermediğini ve müşteki ile de telefonda görüşmediğini, posta çeki hesabını ise yanında çalıştığı M.N.’in isteği üzerine açtığını, posta çekine yatan paraları da ona verdiğini, hakkında benzer olaylardan dolayı birçok dava açıldığını savunduğu,Anlaşılmaktadır.Türk Dil Kurumu'nun Büyük Türkçe Sözlüğü'nde, “elektronik beyin” veya “bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş sistem” olarak adlandırılan bilgisayar; "çok sayıda aritmetiksel veya mantıksal işlemlerden oluşan bir işi önceden verilmiş bir programa göre yapıp sonuçlandıran, bilgileri depolayan elektronik araç, elektronik beyin” anlamına gelmektedir. İnternet ise, dünya üzerindeki milyonlarca bilgisayarın birbirlerine bağlanmaları ile oluşan global bir bilgisayar ağları sistemini ifade eder. Bilişim de; “insanoğlunun teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin özellikle elektronik makineler aracılığıyla düzenli ve akla uygun bir biçimde işlenmesi bilimi, bilginin elektronik cihazlarda toplanması ve işlenmesi bilimi” olarak tanımlanmaktadır. Yerleşmiş yargısal kararlar ve öğretideki baskın görüşlere göre de, bilişim sisteminin, verileri toplanıp yerleştirdikten sonra otomatik işleme tabi tutma imkanı veren manyetik sistemler olduğu kabul edilmiştir.5237 sayılı Türk Ceza Kanununda bilişim suçları; “Bilişim alanında suçlar” bölümünde düzenlenmekle beraber ayrıca, çeşitli bölümlerde de bilişim sistemleriyle işlenmesi mümkün olan suç tiplerine yer verilmistir. "Bilişim alanında suçlar" bölümünde yer alan 243. maddesinde bilişim sistemine girme, 244. maddesinde sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme, 245. maddesinde banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçları düzenlenmiştir. Bunun yanında, "Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar" bölümünde yer alan 135. maddesinde kişisel verilerin kaydedilmesi, 136. maddesinde kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, 138. maddesinde ise verilerin yok edilmemesi suçları bilişim suçu olarak nitelendirilebilecek şekilde düzenlenmiştir. Öte yandan, 132. maddesinde haberleşmenin gizliliğini ihlal, 124. maddesinde haberleşmenin engellenmesi, 125/2. maddesinde hakaret, 142/2. maddesinin (e) bendinde hırsızlık, 158/1. maddesinin (f) bendinde dolandırıcılık, 226. maddesinde müstehcenlik, 163. maddesinde karşılıksız yararlanma suç tiplerinin bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenmeleri mümkün kabul edilmiştir.Uyuşmazlığın sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi açısından dolandırıcılık suçu üzerinde durulmalıdır.5237 sayılı TCK'nun “Dolandırıcılık” başlıklı 157. maddesi; “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir” şeklinde düzenlenmiş, suçun daha fazla ceza verilmesini gerektiren nitelikli hallerine ise 158. maddede yer verilmiştir.Malvarlığının yanında irade özgürlüğünün de korunduğu dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;1) Failin bir takım hileli davranışlarda bulunması,2) Hileli davranışların mağduru aldatabilecek nitelikte olması,3) Failin hileli davranışlar sonucunda mağdurun veya başkasının aleyhine, kendisi veya başkası lehine haksız bir yarar sağlaması,Şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.Fail kendisi veya başkasına yarar sağlamak amacıyla bilerek ve isteyerek hileli davranışlar yapmalı, bu davranışlarla bir başkasına zarar vermeli, verilen zarar ile fiil arasında uygun nedensellik bağı bulunmalı ve zarar da, nesnel ölçütler göz önünde bulundurularak belirlenecek ekonomik zarar olmalıdır.Görüldüğü gibi, dolandırıcılık suçunu malvarlığına karşı işlenen diğer suç tiplerinden farklı kılan husus, aldatma temeline dayanan bir suç olmasıdır. Birden çok hukuki konusu olan bu suç işlenirken, sadece malvarlığı zarar görmemekte, mağdurun veya suçtan zarar görenin iradesi de hileli davranışlarla yanıltılmaktadır. Madde gerekçesinde de, aldatıcı nitelik taşıyan hareketlerle, kişiler arasındaki ilişkilerde var olması gereken iyiniyet ve güvenin bozulduğu, bu suretle kişinin irade serbestisinin etkilendiği ve irade özgürlüğünün ihlâl edildiği vurgulanmıştır.Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu TCK’nun 158/1-f maddesinde; “(1) Dolandırıcılık suçunun;….f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,…İşlenmesi halinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, (e), (f) ve (j) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı üç yıldan, adlî para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz” şeklinde düzenlenmiştir.Madde gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin ya da birer güven kurumu olan banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması, dolandırıcılık suçunun işlenmesi açısından önemli bir kolaylık sağlamaktadır” açıklamalarına yer verilmiş olup, bu bentte bilişim sistemleri ile banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık olmak üzere birden fazla nitelikli hal kabul edilmiştir.Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişiye ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması sözkonusu olacaktır.Basın ve yayın araçlarından yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçu ise TCK'nun 158/1-g maddelerinde; "(1) Dolandırıcılık suçunun; .....g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,..... İşlenmesi halinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasına hükmolunur" şeklinde düzenlenmiştir. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere, dolandırıcılık suçunun basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi bu suç açısından bir nitelikli unsur olarak kabul edilmiştir.Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;Bilişim sistemlerinin aynı anda birçok kişiye ulaşmasındaki çabukluk ve sağladığı kolaylığa dayanarak "www.sahibinden.com" adlı internet sitesinde emsallerine göre fiyatını da ucuz göstererek araç satışı için ilan veren sanığın, bu ilanı görüp kendisini telefonla arayan şikayetçiden kapora adı altında 250 Lira alması şeklinde gerçekleşen olayda; sanığın bilişim sistemini araç olarak kullanmak suretiyle suçu işlediği anlaşılmakla, eylemin TCK'nun 158. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde düzenlenmiş olan nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.Bu nedenle, sanığın bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan mahkûmiyetine ilişkin yerel mahkeme hükmünde bir isabetsizlik bulunmamakta olup, Özel Daire bozma kararı yerinde değildir.Bu itibarla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.SONUÇ:Açıklanan nedenlerle;1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile KABULÜNE,2- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 28.11.2012 gün ve 13298-44454 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,3- Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.12.2011 gün ve 126-174 sayılı hükmünün ONANMASINA,4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.06.2013 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.