Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2880 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11722 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TENKİSTaraflar arasında görülen tapu iptali ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece, iptal-tescil isteğinin reddine tenkis isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar ve davalı ... vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ya da tenkis isteğine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakan ...'nın, 258 ada 1, 423 ada 1, 1234 ada 5 ve 1339 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ile 466, 1351, 1357, 1358, 1362, 1593, 453 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ...'na devrettiğini, ayrıca 281 ada 4, 334 ada 10, 425 ada 107, 151 ada 34, 43, 83 ve 152 ada 10, 205 ada 13 parsel sayılı taşınmazlarını diğer davalılara ölümünden on gün önce satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptali ya da tenkise karar verilmesini istemişlerdir.Davalı ..., zamanaşımı ve esas yönden davanın reddini savunmuş, diğer davalılar ise paydaşı oldukları taşınmazlarda murisin kendi isteği ile payını sattığını, satış bedelini ödediklerini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, çekişme konusu 1234 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümün tenkise tabi olduğu gerekçesi ile tenkise karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1351 ve 1362 parsellerin tamamı ile 1358 parselin 7/10 payının 20.1.1993 tarihinde murisin eşi ... tarafından davalı ...'e satış suretiyle temlik edildiği, 1357 parselin tamamın 10.1.1972 tarihinde ve 453 parselin 1/2 payının 29.4.1975 tarihinde davalı ... adına velayeten muris ve eşi tarafından üçüncü kişilerden satın alındığı, 466 parselin 1/2 payının 23.7.1984 tarihinde davalı ... tarafından bizzat üçüncü kişiden satın alındığı, 1358 parselin 3/10 payı ile 1593 parselin 1/2 payının 26.8.1997 tarihinde ve 258 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 29.8.1997 tarihinde bizzat muris tarafından davalı ...'e satış suretiyle temlik edildiği, 423 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 27.5.1998 tarihinde yapılan kadastro çalışmasında tapu kaydına dayalı olarak davalı ... adına tespit ve tescil edildiği, tespite dayanak Ağustos 1997 tarih 2 sıra nolu tapu kaydının 1/2 payının muris Mediha tarafından davalı ...'e bağışlandığı, 1339 ada 1 parselde yer alan B blok 5 ve 6 nolu bağımsız bölümlerin 17.3.2005 tarihinde ferdileşme ile davalı ... adına tescil edildiği, ancak öncesinde 5.8.2004 tarihinde muris tarafından bizzat noterde düzenlenen kooperatif hisse devri sözleşmesi ile B bloktaki payını davalı ...'e sattığı 1234 ada 5 parseldeki 2 nolu bağımsız bölümün 3.5.2005 tarihinde noterde yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile muris tarafından davalı ...'e temlik edildiği, geri kalan çekişme konusu 8 adet taşınmazdaki 3/96 şar payların 29.9.2005 tarihinde muris tarafından ... haricindeki diğer davalılar ..., ... ve ...'ya satış suretiyle temlik ettiği, mirasbırakanın 11.10.2005 tarihinde ölümü ile mirasçı olarak davacılar ve davalı ... ile dava dışı ...'nın kaldıkları, diğer davalılar ..., ... ve ...'nın muris ile irsen bir bağlantısının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Çekişme konusu 1351 ve 1362 parsel sayılı taşınmazlar ile 1358 parselin 7/10 payının muris ile ilgisinin olmadığı, mirasbırakanın eşi ... tarafından davalı ...'e temlik edildiği, ayrıca 5 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümün ölünceye kadar bakım karşılığı davalı ...'e ve muris ile irsen bağlantısı olmayan diğer davalılara yapılan sekiz adet taşımazın temlikinde murisin mirasçıdan mal kaçırma amacı bulunmadığı saptanarak anılan taşınmazlar bakımından davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacıların öteki,davalı ...'in tüm temyiz itirazlarına gelince;Mirasbırakanın bizzat 1358 parselde 3/10 pay, 1593 parselde 1/2 pay ile 258 ada 1 parselin tamamını davalı ...'e temlikinin, tanık anlatımları, ...'in akit tarihlerindeki alım gücü ve tüm dosya kapsamı gözetildiğinde mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır.Ancak, davacılar dava dilekçesinde ve yargılama sırasında miras payları oranında tapu iptal isteğinde bulunmuşlar ise de tescil istememişlerdir.Ayrıca, çekişme konusu 466 parsel sayılı taşımazın davalı ... tarafından üçüncü kişiden satın alınmasında murisin bir katkısının olup olmadığı yönünde bir araştırma yapılmadığı gib çekişme konusu diğer taşınmazlar yönünden tenkis hesabının doğru yapıldığından da söz edilemez.Bilindiği üzere; mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17). Mirasbırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 1.1.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir.Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK m.564). Miras bırakanın TMK'nin 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sür'atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir.Hâl böyle olunca; öncelikle çekişme konusu 1358 parselde 3/10 pay, 1593 parselde 1/2 pay ile 258 ada 1 parselin tamamı yönünden davacı tarafa tescil davası açması için olanak tanınması, açılması halinde eldeki dava ile birleştirilip davacıların miras payları oranında davanın kabul edilmesi, ayrıca 466 parselin üçüncü kişiden satın alınmasında mirasbırakanın herhangi bir katkısının olup olmadığı araştırılarak muris tarafından bir bedel ödediğinin saptanması halinde 1357, 453, 423 ada 1, 1234 ada 5 parseldeki 2 nolu bağımsız bölüm ile 1339 ada 1 parseldeki 5 ve 6 nolu bağımsız bölümler ile birlikte yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda tenkis isteği bakımından araştırma ve inceleme yapılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davacılar ve davalı ...'in bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.