Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:YARGITAY KARARIDavacı vekili, davacının Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. Bayrampaşa işletme Müdürlüğü’nde elektrik sayacını okuma işini ihale ile alan davalı taşeron firma M.... A.Ş.’de müvekkilinin işe başladığını, hiçbir neden gösterilmeden iş akdinin savunma dahi alınmadan sona erdirildiğini, işverenin haklı ve geçerli bir nedeni olmadığını belirtmiştir.Davalı BEDAŞ vekili; müvekkil kurumun asıl işveren değil, ihale kurumu olduğunu diğer davalı ile aralarında asıl işveren-alt işveren ilişkisi olmadığını, davacının diğer davalının işçisi olduğunu ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı M.... Enerji Tesis Tem. Pey. Med. İnş. Orm. Ürün. Den. Gıda Otom. Tur. Pet. Teks. Eml. Taah. Tic. San. A.Ş. vekili; davacının müşterilerden rüşvet isteyerek karakola ve adliyeye intikal etmesi sebebiyle iş sözleşmesinin haklı nedenle 04.04.2008 tarihinde feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece davalı işverene tarafından iş sözleşmesinin hangi nedenle sona erdirildiğinin yazılı olarak davacıya bildirilmediği, fesihten önce savunmasının da alınmadığı, davalının iş sözleşmesini hangi nedenlerle feshettiğini kesin yeterli inandırıcı nedenlerle ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ve davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu dikkate alınarak hüküm kurulmuştur.4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında bu nitelikte olmakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.İşçinin davranışlarına dayanan fesih, her şeyden önce, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edilmesini şart koşmaktadır. Bu itibarla, önce işçiye somut olarak hangi sözleşmesel yükümlülüğün yüklendiği belirlendiği, daha sonra işçinin, hangi davranışı ile somut sözleşme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin eksiksiz olarak tespit edilmesi gerekir. Şüphesiz, işçinin iş sözleşmesinin ihlali işverene derhal feshetme hakkını verecek ağırlıkta olmadığı da bu bağlamda incelenmelidir. Daha sonra ise, işçinin isteseydi yükümlülüğünü somut olarak ihlal etmekten kaçınabilip kaçınamayacağının belirlenmesi gerekir. İşçinin somut olarak tespit edilmiş sözleşme ihlali nedeniyle işverenin işletmesel menfaatlerinin zarar görmüş olması şarttır.İşçinin yükümlülüklerinin kapsamı bireysel ve toplu iş sözleşmesi ile yasal düzenlemelerde belirlenmiştir. İşçinin kusurlu olarak (kasten veya ihmalle) sebebiyet verdiği sözleşme ihlalleri, sözleşmenin feshi açısından önem kazanır. Geçerli fesih sebebinden bahsedilebilmesi için, işçinin sözleşmesel yükümlülüklerini mutlaka kasıtlı ihlal etmesi şart değildir. Göstermesi gereken özen yükümlülüğünün ihlal edilerek ihmali davranış ile ihlali yeterlidir. Buna karşılık, işçinin kusuruna dayanmayan davranışlar, kural olarak işverene işçinin davranışlarına dayanarak sözleşmeyi feshetme hakkı vermez. Kusurun derecesi, iş sözleşmesinin feshinden sonra iş ilişkisinin arz edilebileceği olumsuzluklara ilişkin yapılan tahmini teşhislerde ve menfaatlerin tartılıp dengelenmesinde rol oynayacaktır.İşçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan yükümlülüğünü yüklemektedir.İşçinin iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini kusurlu olarak ihlal ettiğini işveren ispat etmekle yükümlüdür.Yan yükümlere itaat borcu, günümüzde dürüstlük kuralından çıkarılmaktadır. Buna göre, iş görme edimi dürüstlük kuralının gerektirdiği şekilde ifa edilmelidir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi, işçinin kusurlu bir davranışını şart koşar (Dairemizin 28.04.2008 gün ve 2007/34009-2008/10347 sayılı kararı) .Dosya içeriğine göre, davalı BEDAŞ Genel Müdürlüğü’nün sayaç okuma işlerini üstlenen diğer davalı şirketin işçisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesi yazılı bir bildirim olmadan feshedilmiştir. Ancak, davalı işveren iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur. İş Kanunu’nun 25. maddesinde öngörülen işverenin haklı nedenle derhal feshinde yazılı şekil şartı aranmamaktadır. “Geçerli bir sebep" yazılı fesih bildirimi ile belirtme zorunluluğu, “iş güvencesi kapsamı içindeki işçiler için zorunludur" (Dairemizin 23.06.2008 gün ve 2007/41025-2008/17104 sayılı kararı).Davalı M.... vekili, davacının bir arkadaşı ile birlikte izinli oldukları halde Bağcılar 42 evler Bölgesi’nde usulsüz olarak elektrik kullanan bir aboneye giderek kendilerini BEDAŞ çalışanı olarak tanıtıp aboneyle diyaloga girdiklerini, abonenin tepki göstermesi üzerine olay yerinde kavga çıktığını, olayın polis karakoluna ve daha sonra Cumhuriyet Savcılığına intikal ettiğini, olaydan haberdar olunması üzerine iş sözleşmesinin feshedildiğini belirtmiştir. Davalı M.... vekili 10.07.2008 tarihli dilekçesinde ise davacının müşterilerden rüşvet istemesi üzerine kavga çıktığını belirtmiştir.Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 03.04.2008 gün ve 2008/33587 soruşturma ve 2009/9901 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararında davacının rüşvet istediğine ilişkin soyut iddiadan başka kamu davasının açılmasını gerektirir delil ve emareye rastlanmadığı belirtilmiştir. Savcılık hazırlık evrakı içinde bulunan ifade tutanaklarında müşteki Emre, ortak olarak işlettiği kahvehaneye gelen davacı ve bir arkadaşının elektrik sayaçlarının kaçak olduğunu, cezasının 30.000.-TL. olduğunu, bina altında bulunan işyeri ve daire başına 100.-TL. verilirse cezai işlem uygulamayacaklarını söylediklerini, kendilerine durumun kötü olduğunu belirtip 200.-TL. ödediklerini, daha sonra 24.03.2008 ve takip eden Perşembe günü tekrar gelen davacı ve arkadaşının ceza keseceklerini söylediklerini, bu sırada iş ortağını çağırdığını, iş ortağına küfür edildiğini, ardından olayı polise bildirdiğini beyan etmiştir.Davacı ve arkadaşının müşteriden rüşvet istedikleri hususu kanıtlanmış değilse de, TEDAŞ abonesi olan şahıslarla bu konuda verilen yazılı talimatlara rağmen diyaloğa geçmesi ve çıkan tartışmanın kavga ile neticelenmesi fesih için haklı sebeptir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olmuştur.Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;1- Yerel Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,2- Davanın REDDİNE,3- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,4- Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı (49.50.-TL.) yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.000.- TL. ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,6- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 11.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.