Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2843 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 25475 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ....... Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikNitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanıkların Halk Bankası Toptancılar Sitesi'nden kredi almak amacıyla krediye teminat olarak borçlusu M.. Ö.. olan 02/11/2007 tarihli 16.500 TL'lik sahte bono verdikleri iddia edilen olayda;1-Sanıklar hakkında resmi evrakta sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyizinin incelenmesinde;Dosya kapsamına göre, sanıklardan H.. B..'ın bankadan kredi almak için müracaatta bulunduğu, esasen paraya ihtiyacı olan, bankadan kredi almak isteyen kişinin diğer sanık L.. Ş.. olduğu, ....'nın .....'in yanında çalışması ve onun akrabası olması nedeniyle .....'in sözlerine itibar ederek ..... tarafından bankadan alınan krediye ilişkin belgeleri imzaladığı, bu krediye teminat olarak suça konu olan keşidecisi M.. Ö.. gözüken 02.11.2007 tarihli 16.500 TL bedelli senedin H.. B.. tarafından ciro edilerek alınan krediye karşılık bankaya verildiği, dosya içerisindeki Ankara 12.İcra Hakimliği kararına göre suça konu senetteki M.. Ö..'e atfen atılan imzanın M.. Ö..'in eli mahsülü olmadığı, yani senedin sahte olduğu, sanıkların birlikte hareketle sahte olarak tanzim edilen bu senedi bu özelliğini bilerek bankaya verdikleri, dolayısıyla birlikte hareketle resmi evrakta sahtecilik suçunu işledikleri gerekçesine dayanan kabulde bir isabetisizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafinin hükümlerin kanuna aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,2-Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyizinin incelenmesinde ise;Dosya kapsamına göre, sanık H.. B.. savunmasında, suça konu olan M.. Ö..'in borçlu olarak gösterildiği bonoyu diğer sanık L.. Ş..'ya ait kasadan aldığını, Halk Bankasından aldığı krediye karşılık teminat olarak verdiğini, suça konu senedi M.. Ö..'in yanında imzalamadığını, bu senedi kendisinin ciro ederek bankaya verdiğini, kendisinin .......'in işyerinde şoför olarak çalıştığını, parayı bizzat Levent'in aldığını, ancak kredi sözleşmesinin banka ile kendisi arasında yapıldığını, kredi sözleşmesindeki imza ve yazıların kendisine ait olduğunu ifade etmesi ve sanık L.. Ş.. savunmasında, diğer sanığın halasının oğlu olduğunu, diğer sanığın Halk Bankası Toptancılar Şubesinden kredi aldığını, suça konu borçlusu M.. Ö.. olan bonoyu Halk Bankası Toptancılar Şubesine H.. B..'ın verdiğini, bu bononun daha önce kendisine ait kasada olduğunu, Hacı'nın kendisinin bilgisi dahilinde bonoyu alıp verdiğini, bonoyu M.. Ö..' den bizzat almadığını, ne zaman alındığını hatırlamadığını, bu bononun M.. Ö.. tarafından yanında imzalanmadığını beyan etmesi ve sanıklar müdafinin, kredinin işlek kredi olarak önceden doğan borca karşılık bononun verildiği hususunun araştırılmadığını ifade etmesine göre, sözkonusu kredinin mahiyetinin Genel Kredi Sözleşmesi olması ve 15/11/2007 tarihinde tanzim edilen bu kredinin kullanımı sırasında mı yoksa sonradan mı sözkonusu bononun verildiğinin anlaşılamaması karşısında, sözleşmede kefil bulunan ......'un da beyanları alınarak, Yargıtay C.G.K'nın 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı dikkate alınıp, katılan banka yetkililerinden açıklama istenilerek, suça konu 31.12.2007 ödeme tarihli 16.500 TL bedelli borçlunun M.. Ö.. olan bononun önceden doğan borç nedeni ile sonradan verilip verilmediğinin tespit edilmesi sonrasında, toplanan tüm delillere göre, sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri verilmesi,Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.un 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.