Mahkemece 04.07.2011 tarihli oturumda davalı tanıkları açısından iki tanığın dinlenilmesine karar verilmiş ve bir sonraki oturumda da aynı ara karar sürdürülüp iki davalı tanığı dinlenerek sonuca gidilmiş ise de, mahkemenin bu işlemi hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğindedir. 1086 sayılı HUMK. Döneminde mahkemenin tanık sayısını belirleme hak ve yetkisi yoktur. 6100 sayılı HMK.döneminde dinlenen tanıkların yeterliliğini takdir mahkemeye ait ise de, yeni düzenlemenin amacı bir kısım tanıklar dinlendikten sonra toplanan delillerin karar vermeye yeterli olması halinde yargılamanın uzamaya sebebiyet vermeden sonuçlandırılmasıdır. HMK.döneminde henüz tanıklar dinlenmeden tanık sayısında sınırlama yapılamaz. Bu nedenle mahkemece tanıklar dinlenmeden tanık sayısında sınırlama yaparak karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeptenBOZULMASINA,bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 22.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.