Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 272 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23475 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : İstanbul 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/06/2012NUMARASI : 2008/65-2012/450Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu vekilinin meskeniyet şikayetinin mahkemece kabulüne karar verildiği, alacaklı vekilinin temyizi üzerine; Dairemizce, “mahkemece borçlunun haline münasip evi alabileceği değer tespit edilerek ve hacizli taşınmaz üzerine İktisat Bankası lehine konulan ipoteğin niteliği ve kaldırılıp kaldırılmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi" için hükmün bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek haczedilmezlik şikayetinin kabul edildiği anlaşılmıştır.İİK'nun 82/12 maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. Mahkemece, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise, satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir.Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.Öte yandan borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulmasını engeller.Somut olayda mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince şikayete konu taşınmaz üzerinde tesis edilen ve haciz tarihinde devam ettiği anlaşılan ipoteğin niteliğinin tespit edilmemiş olması doğru olmadığı gibi hükme esas bilirkişi raporunda öngörülen ve borçlunun oturduğu yerle benzer bölgedeki mesken fıyatlarına göre yapılan değerlendirme, yukarıdaki açıklamalara ve yasanın amacına aykırıdır. Mahkemece borçlunun İstanbul 'un daha mütevazi bir semtinde daha mütevazi koşullara sahip haline münasip evi alabileceği değerin yukarıdaki kurallara göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.